Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3428 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18811 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2012NUMARASI : 2009/523-2012/277Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında yapılan 02.04.2008 tarihli oto satış sözleşmesi ile davalıdan haricen satın alınıp satış bedeli ödenen aracın resmi olarak devri gerçekleştirilmeden cebri icra yolu ile davacının elinden alındığını ve ödenen satış bedelinin davalı tarafından iade edilmediğini, satış bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.Ancak, BK'nun 101/2 (TBK'nun 117/1) maddesi gereğince, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Zenginleşen kimseden, iade talep edilmeden önce temerrüde düşürülmüş sayılmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Faiz miktarının da, faiz başlangıcının temerrüt tarihi olduğu dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, takipten önce davalının herhangi bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü ileri sürülüp ispat edilmediğine göre, asıl alacak miktarına takip tarihinden sonra faiz yürütülecek şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.