Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3425 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1872 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 40.000,00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalının dedesinden kalan yerlerden 300 m² arsa satışı yaptığı ve devir etme taahhüdünde bulunmasına rağmen yerine getirmediği ileri sürülerek bedeli 40.000,00 TL’nin tahsili istenilmiş, mahkemece bilirkişiler raporu doğrultusunda istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davada, dayanılan 08.09.1977 tarihli ve 27.09.2007 tarihli harici satım sözleşmeleri taşınmazın tapuda kayıtlı olması halinde resmi biçimde yapılmadığından MK'nun 634.maddesi, TMK'nun 706.maddesi, BK.'nun 213.maddesi ve Tapulama Kanununun 26.maddesi uyarınca geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Ancak, 1977 yılında tapusuz ise anılan yasal düzenlemeye tabi olmayıp geçerli kabulü gerekmektedir. Somut olayda, mahkemece, bu yönde inceleme ve araştırma yapılmaksızın taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir.O halde mahkemece, açıklanan yönde inceleme ve araştırma yapılarak taşınmazın 1977 yılında tapu kaydının bulunmaması halinde şimdiki gibi karar verilmesi; tapulu olduğunun anlaşılması halinde ise bu sözleşme geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflara hak ve borç doğurmadığından taraflar geçersiz sözleşme uyarınca verdiklerini karşı taraftan isteyebilirler. Ancak, ülkemizde yaşanan enflasyonun uzun yıllardan beri yüksek oranda seyretmesi nedeniyle paranın değer kaybı, bununla ters orantılı olarak devamlı düşmekte olduğundan paranın verildiği tarihteki alım gücü ile iade tarihindeki alım gücü çok farklı ve adaleti denkleştirmeyecek oranda azdır. Bu nedenle, hukuken geçersiz sözleşmeler sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasviye edilirken, denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. Ancak, burada denkleştirme yapılırken iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihe göre iade kapsamı belirlenmelidir.Mahkemece bu husus değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.