MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davası ile hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek, davacı için hükmedilen 100 TL yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen 80 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu ve bu miktarı ödeyecek ekonomik gücü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile;Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı kadın için aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Ender Emir Ergin için aylık 500 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuğun ergin olmasıyla birlikte (29/08/2018 tarihi itibarıyla) takdir edilen nafakanın sona ermesine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.1-İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, iştirak nafakasına yönelik olan ve yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine,2- Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.