MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde;davacının davalının işleteni olduğu hastanede 30.10.2008 tarihinde genel anestezi ile burun estetik ameliyatı olduğunu,davacının operasyon sonrasında sol bacağında uyuşma hissettiğini,sonrasında ise bacağındaki uyuşmanın yerini his kaybına bıraktığını ve iki ay süre ile yatağa mahkum kaldığını,ancak beş ay sonra ayağa kalkabildiğini,halihazırda da tam olarak sağlığına kavuşamadığını,davalı işletenin davacının zarar görmemesi için gerekli ihtimam ve özeni göstermediğini,davalının gelişen komplikasyonlar neticesinde meydana gelen maddi ve manevi zararlardan sorumlu olduğunu belirterek,fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davacının çalışamadığı günler gelir kaybı tazmini için 1.000 TL,çalışamadığı dönemde aile bakımına muhtaç kaldığı için bakım bedeli olarak 1.000 TL,halen sakatlığı devam ettiği için sürekli iş göremezlik tazminatı için 1.000 TL ve manevi tazminat olarak 25.000 TL'nin zararın meydana geldiği operasyon tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;davacının hastaneden ayrılması esnasında herhangi bir şikayeti olmadığını,ameliyat ve tıbbi müdahalenin uzman hekim ve kadrolarca yapıldığını,davacıya yapılan enjeksiyonun sağlık meslek lisesi diplomasına sahip mesleki tecrübesi olan hemşire tarafından yapıldığını,yine davacının rahatsızlığı ile ilgili olarak davalının işleteni olduğu hastaneye zamanında müracaat etmediğinden meydana gelen olayda tamamen kendisinin kusurlu olduğunu, meydana gelen rahatsızlığının yapılan iğneden kaynaklanıp kaynaklanmadığının da belirlenmediğini savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, tedavi ücreti kapsamında kalan bakım ücreti isteği olan 1.000 TL'nin hayatın akışına uygun ve makul olduğundan kabulüne, gelir kaybına yönelik isteği hesaplanamadığından reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Mahkemece davacı lehine manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10-12.maddeleri gereğince 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 600 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması davacı tarafın temyizi bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır...'nin 10/2.maddesi gereğince manevi tazminat davasında reddedilen kısım için davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin davacı lehine belirlenecek ücreti geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Davacı taraf için....'ne göre 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceğinden davalı taraf için de bu miktarda vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekir ise de; yapılan hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının 8.bendinde bulunan "... gereğince 600 ..." ifadelerinin karar metninden çıkartılarak yerine "... ve 12.maddesi gereğince 1.500 ..." ifadelerinin yazılması suretiyle kararın düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.