MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000 TL maddi tazminatın son ödeme tarihi olan 30.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin, bayisi bulunduğu.... Şirketi'nin her tesisatçıya bir araba kampanyası düzenlediğini, kampanya şartlarını yerine getiren davalının arabayı kazandığını, söz konusu aracı 19.000 TL karşılığında almak için davalı şirketin yetkilisi ile davacının anlaştıklarını, davacının 7.000 TL'sini elden nakit olarak verdiğini, kalan 12.000 TL için 10 adet senet verdiğini ve bunları da ödediğini ancak aracın kaydının davacı üzerine devrinin davalı tarafından verilmediğini, aracın başkası üzerine tescil edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL'nin son ödeme tarihi olan 30.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacının, davalı şirketin işçisi olmadığı için kampanya şartlarını yerine getirip davaya konu arabayı kazanmasının mümkün olmadığını, davacının davalıya dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir ödemesinin olmadığını, davacı tarafında dosyaya sunulan ibranamenin davalı ile .... arasında düzenlendiğini, davacı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıya taahhüt edilen bir tescilinde söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının ödemelerini yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu, ibranamede davacının taraf olmadığını, davacının ödediği bedeli gösterir şekilde bir belge sunamadığı, davacı tarafından sunulan iptal edilmş bono asılları arkası incelendiğinde bu bonoların birkaçının arkasında davalı şirketin kaşesi ve şirket yetkilisinin imzasının görüldüğü, bu belgelerin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiği ve davacı tanıklarının dinlendiği, davacı ve davalı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının, davalıya araç alımı karşılığı para ödeyip ödemediği, ne kadar ödediği yönünde net bir bilgi verilmediği, davacının, davalıya sadece 600,00 TL ödediğini yazılı delille kanıtladığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 600 TL'nin son ödeme tarihi olan 30.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verlmiştir. Dava, 2918 sayılı yasanın 20/d maddesi hükmüne aykırı olarak yapılan araç satışına göre mülkiyeti verilmeyen araç için ödenen satış bedelinin tahsiline ilişkindir.Trafik siciline kayıtlı araçların mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin geçerliliği 2918 sayılı kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmalarına bağlıdır. Burada sözü edilen resmi şekil, sözleşmenin noterde re'sen düzenleme şeklinde yapılmasıdır. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, 2003/4- 676 E. ve 2003/639 K.sayılı kararında açıklandığı gibi)Somut olayda taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi yukarıda açıklanan yasa maddeleri uyarınca geçersizdir. Davacı, söz konusu araç için davalıya 7.000 TL elden nakit ödediğini, kalan 12.000 TL için davalıya senet verdiğini ve akabinde senet bedellerini de ödediğini ileri sürmüştür. Davacı tarafından iddianın ispatı için dosyaya sunulan ... 14.Noterliği'nde düzenlenen 20.04.2009 tarihli ve 2746 yevmiye numaralı ibraname incelendiğinde; davalı şirket tarafından .... şirketine hitaben düzenlendiği, her tesisatçıya bir araba kampanyasında şirket adına isabet eden ve teslim edilen vasıtanın davacı adına tescilinin yapılması, tescili takiben söz konusu araç ile ilgili olarak davalının ....'tan hiçbir hak ve alacağın kalmayacağının belirtildiği görülmüştür. Ödenen satış bedeli, İbraname ve ibranameyi doğrulayan 8 adet bono (8x1.200=9600) ile belirlenmiştir. Davalının söz konusu bonolar arkasında ciranta imzası bulunmaktadır. Başka bir alacak nedeniyle söz konusu bonoların kendisine verildiği davalı şirket tarafından kanıtlanamamış olmasına göre davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin 9.600 TL olduğu sabittir. O halde mahkemece, davalının 9.600 TL tutarındaki bonolarda lehtar ve ciro imzasına göre davacı tarafından yapılan ödemenin 9.600 TL olduğu değerlendirilmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.