MAHKEMESİ : SARIOĞLAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2013NUMARASI : 2010/55-2013/123 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, davalı ile aralarında yaptıkları anlaşma gereğince davalının taşınmazının bir kısmını yol genişletme çalışmaları için kendilerine vermeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık da kendilerinden inşaat malzemesi aldığını, bu inşaat malzemeleri kullanılarak davalıya foseptik çukuru yapıldığını, buna rağmen davalının taahhüdünü yerine getirmediğini, taşınmazını devretmediğini, dolayısıyla da alınan malzemelerin karşılıksız kaldığını beyan ederek şimdilik 10.000 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, taahhüdünü yerine getirdiğini, dava konusu yeri fiilen davacıya teslim ettiğini, yolun açılmamasının kendi kusurundan kaynaklanmadığını, diğer mal sahiplerinin taşınmazlarını teslim etmemeleri nedeni ile yolun açılamadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı belediyenin davalıya ait araziden yol geçirmek şartıyla davalı ile anlaştığı, bunun için çalışmalara başladığı; fakat daha sonra yol çalışmalarına devam edilmediği anlaşılmıştır. Sözleşmede davalının yerine getirmekle mükellef olduğu edimin yerine getirilmesi konusunda davalıya atf-ı kabil herhangi bir kusur ispat edilememiştir. Davalının mal varlığında meydana gelen zenginleşme haklı bir sebebe dayanmaktadır. Ayrıca davalının mal varlığında meydana gelen zenginleşme belediyece yapılan hizmetler ile sağlanmıştır. Aradan uzun bir sürenin geçmiş olduğu gözönüne alındığında davalının iade etmekle mükellef olduğu herhangi bir zenginleşme söz konusu değildir. Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Dava konusu uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak talebine ilişkindir. Somut olayda davalı taraf, davacının taahhüdünü yerine getirdiğini kabul etmektedir. Davalı ise buna karşılık taşınmazını karşı tarafa devretmeyi taahhüt etmiştir. Taşınmazın devrine ilişkin sözleşmelerin tapuda resmi şekilde yapılması gerekir. Bu şekil şartı geçerlilik şartı olup, bu şekle uygun yapılmayan sözleşmeler baştan itibaren geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler ise taraflar için hak ve borç doğurmazlar. Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilir. Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliği karşısında davalının karşı taraftan aldığını iade etmesi gerekecektir. Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.