Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3310 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1046 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 773.760,50 TL alacağın, 06.10.2000 tarihinden itibaren işleyecek faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; davacı firmanın dava dışı.... Ltd.Şti. ve ortakları ...’dan olan alacaklarının tahsili için icra takibi yaptığını, takip kesinleştikten sonra borçluların aldıkları ihale sonucu ... ve ....’daki inşaatları sebebiyle hakedişleri üzerinde haciz işlemi uygulandığını, ... Bölge Saymanlığına müzekkere yazıldığını, icra dosyasındaki haciz işleminin 06.10.2000 tarihinde davalı bakanlığın resmi kayıtlarına girdiğini ve haciz şerhi işlendiğini, ancak davalı idarenin çalışanı olan saymanın haciz yazısına rağmen bunu yerine getirmediğini, saymanın ... Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, gerek bu dava gerekse idari soruşturmada haciz işlemi uygulanmayarak borçluya ödeme yapıldığının tespit edildiğini, meydana gelen zararın Bakanlığa bağlı çalışan görevlinin kusurundan kaynaklandığını, emsal nitelikte davaların lehine sonuçlandığı nıYargıtay’ca onandığını, bu sebeple 773.760,50 TL’nin haciz işleminin uygulanmadığı tarih olan 06.10.2000 tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davanın zamanaşımı ve husumet nedeniyle ve esastan reddini dilemiştir.Mahkemece; Bakanlık saymanlık memurunun görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkûm olduğu ve kararın kesinleştiği, memurun borçluların hakedişleri üzerinde haciz işlemi uygulanmayarak davacının zararına sebep olduğu, davalı Bakanlığın adam çalıştıranın sorumluluğu ilkeleri gereğince çalıştırdığı kişinin verdiği zarardan sorumluluğunun bulunduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.HUMK.nun 76.maddesi ve 179.maddesi ile 6100 sayılı Yasanın 31.maddesi ve 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı YİBK.na göre olayları izah etmek taraflara, kanunları re’sen uygulamak ve dolayısıyla nitelendirmede bulunmak, davayı aydınlatmak hakime ait bir görevdir.Somut olayda; uyuşmazlık, mahkemece adam çalıştıranın sorumluluğu ilkesine göre değerlendirilmiştir.Oysa; uyuşmazlık hukuksal niteliği olarak İİK.nun 89.maddesinden kaynaklanmakta olup, İİK.nun 89.maddesine göre 1.haciz ihbarnamesinin tebliği ile davalı kurum kayıtlarına işlenmiş, memur gereğini yapmadığından Ağır Ceza Mahkemesince mahkum edilmiştir. Mahkemece anapara ve fer'i talepler bakımından anılan madde hükümlerine göre değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hukuki nitelendirmede hataya düşülerek adam çalıştıranın sorumluluğuna gidilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.