MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dava dilekçesinde; boşanma ilamıyla kendisi ve çocukları için aylık toplam 900,00 TL nafakaya hükmedildiğini, geçen zamanda nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; nafaka toplamının aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; ön inceleme duruşmasına davacı tarafın katılmadığı, davalı tarafın da davayı takip etmeyeceğini bildirdiği gerekçesiyle, takip edilmediğinden bahisle önce dosyanın işlemden kaldırılmasına, ardından da yasal üç aylık süre içinde yenilenmediği gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; nafaka artırım istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; ön inceleme duruşma günün davacıya 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde bildirilip bildirilmediği, buna bağlı olarak da dosyanın işlemden kaldırılması ve ardından da açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak tebligat; tebliğ yapılacak kişiye, bilinen en son adresinde yapılır. (Teb. K. m.10, Teb. Kan. Yön m.16) nünü bildirir davetiye "...adresine gönderilmiş ve adresin kapalı olduğu gerekçesiyle tebligat mahalle muhtarlığına bırakılmıştır. Görüldüğü üzere, ön inceleme duruşmasını bildirir tebligat, davacının dava dilekçesinde bildirdiği bilinen son adresine çıkarılmayıp, aynı mahallede ancak farklı bir sokakta bulunan, davacının boşanma davası sırasında ikamet ettiği adrese çıkarılmıştır. Bu bağlamda, davacıya ön inceleme duruşmasını bildirir tebligat usulüne uygun tebliğ edilmemiş olup, usulsüz tebligata rağmen, davacının ön inceleme duruşmasından haberdar olduğu ve duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle önce dosyanın işlemden kaldırılması, akabinde de açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; taraflara duruşma gününün usulüne uygun bildirilmesinin ardından hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.