Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3160 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18088 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 7,5 yıldır evli olduklarını, bu evlilikten iki çocukları bulunduğunu, davalının müvekkiline şiddet uyguladığını, bunun üzerine davalı hakkında evden uzaklaştırma kararı alındığını, bu karara kızan davalının evin elektrik ve suyunu kestirdiğini, müvekkilinin yeni doğum yaptığı ve 2,5 aylık bebeği olduğu için çalışamadığını, davalının da yardım etmek bir yana çocukların yaşamlarını zora sokmaya çalıştığını ileri sürerek; müvekkili için 500 TL, müşterek çocuklar için ise 500' er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; ispat yükü kendisinde olan davacının ayrı yaşamada haklılığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.TMK'nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Nafaka takdir edilirken, tarafların ekonomik, sosyal ve mali durumları ile davacının ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak kendisi ve müşterek çocukları için tedbir nafakası istemektedir. Sosyal ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olup, gelirinin olmadığı, müşterek çocuk ile birlikte davalıdan ayrı yaşadığı; davalının ise, işçi olarak çalıştığı, aylık 900 TL maaş aldığı, eşinden ayrı yaşadığı, evden uzaklaştırma kararı bulunduğu tespit edilmiştir. Davalının, davacı aleyhine boşanma davası açması hakkında evden uzaklaştırma kararı bulunması dikkate alındığında davacı eşin ayrı yaşamada haklı olduğu kuşkusuzdur.Mahkemece, yukarıdaki yasal düzenlemeler çerçevesinde, tarafların halen ayrı yaşadıkları ve davacı eşin ayrı yaşamada haklı olduğu gözetilerek, davacının ve çocuklarının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre, davacı ve çocukları için uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmelidir.Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde, davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.