Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3155 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18822 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SAKARYA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2012/545-2013/623 Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 2 tane müşterek çocuklarının olduğunu, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu, tavukçuluk pazarlama işi ile uğraştığını, davalının müvekkilini başka bir bayanla aldattığını, müvekkili ile hiç ilgilenmediğini bu sebeple müşterek çocuk A.. S.. ile birlikte anne evine geri dönmek zorunda kaldığını belirterek, müvekkili için 1.000,00.TL, A.. S.. için aylık 500,00.TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; 06/07/2012 tarihinden itibaren bir araya gelemediklerini, yaz tatilinde yaklaşık 2 ay Mirza Hamza'nın annesinde kaldığını, başka bir bayanla birlikteliğinin olmadığını, eski kız arkadaşı ile sadece telefonda görüştüklerini ancak duygusal bir paylaşımın olmadığını, davacının iş bu davayı açmakta haklı olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı için aylık 800,00 TL, müşterek çocuk için aylık 400 TL olmak üzere toplam 1200 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından takdir edilen nafakanın çok yüksek olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler birliğin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadır(TMK.madde 186/son). Buna göre birliğin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, ailesinin yardımı ile geçindiği, kızı ile birlikte ailesinin yanında kaldığı anlaşılmakta; ancak davalı hakkında yeterli ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadığından davacı ve tanık beyanlarına göre, davalının tavukçuluk pazarlama işi ile uğraştığı üzerine kayıtlı aracının olduğu anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kişi davalı olduğundan davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu açıktır. Hal böyle olunca mahkemece; davalının sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapılarak tüm gelir ve mal varlığı tesbit edilerek, tesbit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.