MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 228.414,65 TL zararın olay tarihinden itibaren yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın HMK.nun 119/2 maddesi gereğince açılmamış sayılması cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesi ile; olay tarihi olan 19.08.2011 günü . ... köyünde davalı kuruma ait enerji nakil hattı elektrik direğinden çıkan ark sonucu oluşan kıvılcımların direk altındaki kuru ot ve çalıları tutuşturması sonucu rüzgarın da etkisiyle yangın çıktığını, davalı kurumun gerekli tedbirleri almaması nedeniyle yangının meydana geldiğini, olay nedeniyle suç zaptının tanzim edilerek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı kuruma ait yüksek gerilim hattı direğinde gerekli yangın tedbirlerinin alınmaması nedeniyle yangının başladığının belirtildiğini, bu yangın sebebiyle 228.414,25 TL zararın meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 228.414,25 TL nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; 6100 sayılı HMK'nun 119/1-ğ maddesi ile dava dilekçesinde ''açık bir şekilde talep sonucunun yazılı olması'' hususunun dava şartı haline getirildiği, her ne kadar davacı tarafından tazminat istemli dava açılmış ise de 13.09.2012 tarihi itibariyle kendisine HMK'nun 119/2 maddesi gereğince verilen bir haftalık kesin süre içerisinde dava dilekçesindeki eksikliği gidermediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Mahkeme gerekçesinde; HMK'nun 119/1-ğ maddesi ile dava dilekçesinde ''açık bir şekilde talep sonucunun yazılı olması'' hususunun dava şartı haline getirildiğini, aynı maddenin 2. fıkrasında dava dilekçesinde eksiklik olması halinde davacı tarafa eksikliği tamamlaması için 1 haftalık kesin süre verileceğini ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğini açıklamıştır.6100 sayılı HMK'nun "hakimin davayı aydınlatma ödevini" düzenleyen 31. maddesinde "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir" denilmektedir. Kanunun gerekçesinde bu husus hakimin, olayı ve hukukî uyuşmazlığı olgusal ve hukukî boyutlarının gerekli olduğu ölçüde taraflarla birlikte ele alabilmesi, tarafların zamanında uyuşmazlığın çözümü için önemli vakıaların tamamı hakkında açıklama yapabilmeleri, özellikle ileri sürülen vakıalardaki eksiklikleri tamamlamaları, delillerini ikame etmeleri ve gerekli talepleri ileri sürmeleri şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca bu maddenin uygulanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ifadesini bulan "adil yargılanma hakkı"nın gerçekleşebilmesi için şarttır.1086 sayılı Kanunun 179 uncu maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen HMK'nun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlar düzenlenmiştir. Tarafların kanunî temsilcilerinin ve davacı vekilinin kimlik ve adres bilgilerinin bulunması, davanın konusunun ne olduğu, davacının iddiasının dayanağı olan vakıaların neler olduğu, davanın hukukî sebepleri, açık bir şekilde istem sonucunun ve davacının varsa kanunî temsilcisinin veya vekilinin, dava açma iradesini ortaya koyan imzasının dava dilekçesinde bulunması esası 1086 sayılı Kanunun konuya ilişkin düzenlemesi, yerleşik uygulama ve anlayışa uygun olarak muhafaza edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkranın (b), (c), (ç), (ğ) ve (h) bentlerindeki hususlardan birinin veya birkaçının eksik olması durumunda, mahkemece davacıya eksikliği tamamlaması için kesin süre verileceği, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde, davanın açılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. (6100 sayılı Kanunun 119. madde gerekçesi) Bu madde içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, talep sonucunun dava dilekçesinde açıkça gösterilmiş olması yeterlidir. HMK.nun 25.maddesine göre "Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz" ve kanunla belirtilen durumlar dışında, hakim, kendiliğinden delil toplayamaz. Ancak, 6100 sayılı HMK.nun 31. maddesi (HUMK. 75/2 md) uyarınca Hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir. Davanın temelini oluşturan vakıalar ve bu vakıalara dayanarak talep edilen netice açık olursa hakim, doğru bir karar verebilecektir. Vakıalar açık değilse, çelişkili ise veya tarafların dilekçeleri ve beyanları açık değilse, hakim bunları ilgili tarafa sorarak açıklattırmalıdır. Davayı aydınlatma ödevi, HMK.nun 25/1 fıkrasında, hakimin tarafların söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunmayacağı belirtilerek sınırlandırılmıştır.(Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usül Hukuku Prof.Dr.Hakan Pekcanitez - Prof.Dr.Oğuz Atalay - Prof.Dr. Muhammet Özekes Sayfa 258-259 Cilt 12). Somut olayımızda ise, davacı dava dilekçesinde istek (talep) sonuçlarını açık bir şekilde göstermiş olup, yangın nedeniyle meydana gelen 228.414,25 TL zararın davalıdan tahsilini istemiştir. O halde mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.