Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3128 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1435 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (... 2AHM)Tavzih dilekçesinde mahkeme kararının hüküm kısmından tespit edilen kira bedelinin net kira tutarı olarak tavzihen düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece tavzih talebinin reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, taraflar arasında yapılan 01.03.2002 başlangıç tarihli, 15 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralananda kiracı olarak bulunan davalı tarafından yapılan kira artışlarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle aylık kiranın 7.500,00 TL olarak tespiti istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile mecurun 01.03.2007 tarihinden itibaren aylık kira miktarının 6.500,00 TL olarak tesbitine karar verilmiş, verilen karar süresinde taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleşmiştir. Davacılar vekili 06.06.2012 tarihli tavzih talepli dilekçe ile, uyarlanan kira bedelinin net mi, yoksa stopajlı kira mı olduğu hususunda tereddüt bulunduğundan belirlenen uyarlamalı kira bedelinin net kira tutarı olarak tavzihen düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece 25.06.2012 tarihli ek karar ile; düzeltilmesi istenen hususun maddi bir hatadan kaynaklanmadığı, mahkeme kararının gerekçe ile uyumlu olduğu, taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında tespit edilen kira parasının net kira parası olduğu, ancak bu şekli ile hükmün tavzihen düzeltilmesinin ve hükme bu hususun ilavesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla tavzih talebinin reddine karar verilmiş, mahkemece verilen ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. HMK 304-305 maddelerinde (HUMK m. 455) belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir. Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (YHGK'nun 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E, 300 K, sayılı ilamı) Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz. İlamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisi yoktur. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir. Hakim tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof, Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001r cilt 5, sayfa 5270 vd.) Açıklanan kuralların ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafından, uyarlanan kira bedelinin net mi, yoksa stopajlı kira mı olduğu hususunda tereddüt bulunduğundan belirlenen uyarlamalı kira bedelinin net kira tutarı olarak tavzihen düzeltilmesinin talep edildiği mahkemece; taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında tespit edilen kira parasının net kira parası olduğu, ancak bu şekli ile hükmün tavzihen düzeltilmesinin ve hükme bu hususun ilavesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla tavzih talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, hükmün tavzihen düzeltilmesinin ve hükme bu hususun ilavesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla tavzih talebinin reddine karar verilmiş ise de, tavzih talebine ilişkin verilen kararın içeriği itibariyle (taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında tespit edilen kira parasının net kira parası olduğu) tavzih talebinin kabulü mahiyetinde olduğu anlaşıldığından ve yukarıda yapılan bu saptamalardan dolayı, açıklama anlamına gelen tavzih yoluyla verilen hükmün sınırlandırılmasının, genişletilmesinin ve değiştirilmesinin mümkün olamayacağı, davacı vekilince ileri sürülen isteğin hükmün değiştirilmesi niteliğinde ve içeriğinde olması nedeniyle ancak temyiz konusu yapılabileceği davacı vekilinin talebinin tavzih yoluyla karşılanmasına yasal olanak bulunmadığından tavzih isteğinin reddine dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul mahiyetinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.