MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2013/199-2014/30Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, tekstil sektöründe baskı desen işi ile uğraştığını; diğer müvekkili A.. T..'nın ise, şirket ortağı olduğunu; müvekkili şirketin, abonelik sözleşmesi yapmak üzere davalı şirkete başvurduğunu; davalı şirketin, bir önceki abonenin elektrik borcu olduğundan bahisle, abonelik sözleşmesi imzalamadığını, elektrik sayacının fiili kullanıcısı müvekkili şirket olduğu halde, dava konusu edilen 7 adet faturanın diğer müvekkili A.. T.. aleyhine tahakkuk ettirildiğini; ayrıca, mühürsüz sayaçtan elektrik kullanıldığından dolayı davalı kurum tarafından 11 adet kaçak tutanağı düzenlendiğini belirterek; davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerde, 29/03/2007 tarihinden itibaren, idareye kaydı bulunmayan sayaçtan kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilmesi üzerine; 16 ayrı, kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu; bu tutanaklar öncesinde düzenlenen faturaların usulüne uygun hesaplandığını, iddia edildiği gibi bir yanlışlık bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tutanakların tutulduğu adreste davacı .......... San.Tic.Ltd.Şti.nin faaliyet gösterdiği, bu durumun davalı şirketin de açık kabulünde olduğu, faturalarında bu şirkete düzenlendiği; ancak, tutanakların bir kısmında A.. T..'nın yer aldığı, söz konusu yerde dosya arasında bulunan vergi kaydından da anlaşılacağı üzere davacı şirketin faaliyet gösterdiği; tutanakta şirket yetkilisi olarak A.. T..'nın imzasının bulunması ve şirket yetkilisi olması, tüketilen elektrik bedelinden sorumlu olmasını doğurmayacağı; zira, diğer davacı şirketin tüzel kişiliğinin bulunduğu ve hissedarlarından ayrı bir sorumluluğunun söz konusu olduğu, şirket hissedarının şirketinfaaliyeti dışında bir faaliyet ve iş nedeniyle ayrıca elektrik kullandığı da davalı tarafından ıspat edilemediğinden; davacı şirketin, adreste faaliyeti nedeniyle kullanmış olduğu elektrikten şirketin kendisinin sorumlu olacağı, şirket yöneticisi ve hissedarı olarak A.. T..'nın sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından, davacı A.. T.. yönünden davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine; davacı ......... San.Tic.Ltd.Şti.nin davasının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ve davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı, davacıların borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Somut olaya gelince; davacılar, davalı kurum tarafından hakkında kaçak elektrik tutanakları düzenlenip, kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, zarar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından; kaçak tutanaklarında belirtilen ve sayaç üzerinde kayıtlı olan endeksler ile davalı hesaplamaları dikkate alınarak; her bir kaçak tutanağı için ayrı ayrı kaçak elektrik bedeli hesaplanmadan rapor düzenlenmiş; mahkemece, alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı şirketin, abone olmadan ve yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden enerji tüketmesi eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu; tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre, her bir tutanak için ayrı ayrı kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Bu bağlamda, denetime elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle; dosyanın elektrik tüketim hesabı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin, Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre, her bir tutanak için ayrı ayrı hesaplanması için bilirkişiden rapor alınması; daha sonra, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.