MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2011/782-2013/713Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacının, ........... İlçesi ............ Mahallesi, ............ Sokak, ....... Pafta, ......... ada .......... parselde bulunan taşınmazın kira akdinin haksız feshi nedeniyle, Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/242 Esas sayılı dosyası ile kiralayan kayyum "İstanbul Defterdarlığı" aleyhine kiraya konu 9 parsel ve bu parsele komşu olan 8 ve 7 sayılı parsellere hafriyat, zemin düzeltme, mıcır dökme gibi zemin işlemleri ile duvar yapımı ve hail oluşturma gibi işlemler için yapılan masraflar nedeniyle tazminat davası açtığını; söz konusu dosyada, 7-8 ve 9 parsele yapılan masrafların toplamının 69.516,82 TL olarak tespit edildiğini, kayyımın kira sözleşmesinin feshinde haklı olduğu, iyileştirme bedellerinin tapu maliklerinden sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda talep edilebileceği belirtilerek, davanın reddine karar verildiğini; dava konusu masrafların yapıldığı taşınmazların tapu maliklerinin davalılar olduğunu ileri sürerek; davacının yapmış olduğu iyileştirme bedeli toplamı 69.516,82 TL'nin reeskont faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davacı ile davalılar arasında hiçbir akdi ilişkinin bulunmadığını, davacının 9 parsel sayılı taşınmazı 01.05.2007 tarihinde kayyumdan kiraladığını, kira sözleşmesinden önce 06.10.2005 tarihinde söz konusu yerin davalılar adına hükmen tesciline karar verildiğini, kararın 19.03.2007 tarihinde kesinleştiğini; davacının, kira sözleşmesinin hükümlerine aykırı şekilde davrandığını, 9 parsel sayılı taşınmazın 765 m2lik kısmını kiralamasına karşılık 7 ve 8 nolu parsellere tecavüz ettiğini, yapılan işlemlerin, davalıları zarara uğrattığını belirterek, davanın husumetten ve esastan reddini istemiştir.Mahkemece; kiraya verilen 9 parsel ile bu parsele ulaşılması için arazinin yapısı nedeniyle 7 ve 8 nolu parsellerden geçilmesinin zorunlu kabul edildiğinden bu parsellerde yapılan masrafların bilirkişi raporlarında tespit edildiği, davacı tarafından İ............... aleyhine açılan davanın reddine karar verildiği; zira, kayyum'un kira sözleşmesinin feshinde haklı görüldüğü, red edilen dava da tapu maliklerinin davaya dahiledildiği; ancak, hakkında hüküm kurulmadığı; davacı yanın, taşınmazlarda yapmış olduğu iyileştirme bedelini tapu maliklerinden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilebileceğinin hüküm altına alındığı; sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacı yanın bu bedeli talep edebileceği ve sebepsiz zenginleşme koşullarının oluştuğu, sebepsiz zenginleşmenin oluştuğu tarihlerde davalıların tapuda malik olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 69.516,82 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış, Medeni Kanunun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur.Faydalı ve zaruri giderlerden doğan bedelin sebepsiz iktisap kurallarına göre belirlenmesi için yapının, toprak malikine sağladığı yararlanmanın derecesinin belirlenmesi gerekir. Böyle oluncada, yapı, toprağın malikine hiçbir yarar sağlamıyorsa, gereçlerin malikine herhangi birşey ödemesi gerekmez. (Prof. Dr. S.S. Tekinay. Eşya Hukuku 1971.Sh.402.- Prof.Dr.K.Oğuzman- Doç.Dr.Ö.Seliçi Eşya Hukuku 1970.Sh.154) Davacının iyiniyetli olup olmadığı hususu da değerlendirilerek davacının isteyebileceği giderlerin TMK.723/3.maddesinde belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapmak gerekecektir.Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında; davacı tarafından yapılan yapıların, yukarıda belirtilen hükümler ışığı altında davalıların taşınmazına artı değer katıp katmadığı değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; yapılan yapıların davalılara ait taşınmaza artı değer katıp katmadığı hususunda, dosyanın, 1 jeolog, 1 hukukçu ve 1 inşaat bilirkişisinden oluşan üçlü bilirkişi heyetine tevdii ile hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak; sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken; eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.