MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde asıl dava ile şimdilik 20.000 TL, birleşen dava ile de 104.150 TL alacağın yasal faizi ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm asıl davanın davalısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının dava konusu tapulu taşınmazı, bedelini ödemek suretiyle davalıdan satın aldığını, ancak taşınmazın gerçek malikleri tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası neticesinde taşınmazın davacının elinden gittiğini ve böylelikle de, ödenen bedelin karşılıksız kaldığını beyan ederek, şimdilik 20.000 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, taşınmaza ilişkin ihtilafı bilmediğini, kendisinin iyi niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ile kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Yargılama sırasında, mahallinde yapılan keşif neticesinde, mahalli bilirkişiler taşınmazın dönümünün dava tarihi itibariyle ne kadar olacağını bildirmişler, mahkeme tarafından da bu bedel dikkate alınarak hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.Ancak, HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir. Hakim, kendisinin sahip bulunmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bir bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir. Dosyanın incelenmesinden, dava dışı Mustafa tarafından davacı aleyhine dava konusu taşınmaza ilişkin olarak tapu iptal ve tescil davasının açıldığı, mahkemece; davanın kabulüne karar verilerek davacı adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin hüküm tesis edildiği ve bu kararın 15.02.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu davanın kesinleşme tarihi itibariyle davacı taşınmazın değerini isteyebilir.Öyleyse mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulundan tapu iptal ve tescil davasının kesinleşme tarihi itibariyle taşınmazın değeri tespit edilerek, bu değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahalli bilirkişinin beyan ettiği değerler esas alınarak yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.