MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİDava dilekçesinde asıl dava ve birleşen davada toplam 571.591 ABD Dolarının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması taraf vekilleri tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacılar vek.Av.... ile davalılar vek.Av.....ve vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 26.02.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde, davacıların murisi ....'ın tedavi için gittiği Amerika'da hastanede yattığı sırada, davalı oğlu ....'un murisin imzasını taklit ederek davalı .... Bankasında bulunan hesabından faks ile 18.12.2000 tarihinde 240.900 Dolar çektiğini, murisin aynı gün vefat ettiğini, davalının murise ait banka hesabındaki parasını haksız yere aldığını belirterek davacılar ... (murisin ikinci eşi) ve çocuklarının miras payına isabet eden 127.993 Doların davalı ... ve diğer davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.Aynı tarihli birleşen dava dilekçesinde ise murisin oğlu davalı ....'nın babasının imzasını taklit ederek, murisin davalı .... Bankasındaki hesabında bulunan 835.000 Doların murisin diğer oğlu davalı ...'a ödenmesi için faks ile talimat verildiğini, bu paranın....'un hesabına ödendiğini belirterek davacıların miras payına isabet eden 443.598 Doların davalılar .... ile davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.Davalı ... ve ... (murisin çocukları) vekili cevabında, gizli işlem yapmadıklarını, faks talimatının muris tarafından ve eşi davacı ... ile verildiğini, paranın davacı ... ile davalı ...'nın müşterek hesabına geçtiğini beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuş ve 246.000 Dolardan 28.000 Dolar için menfi tespit davası açıldığını, sonucunun beklenmesini talep etmiştir.Davalı.... Bankası TAO vekili cevabında, murisin telefon ile talimatı ve faks ile offshore hesabından murisin çocukları (davalılar) ...., (davacılardan) ..... adına virman yapıldığını, kusurlu olmadıklarını beyan etmiş, zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davalı ...'un uhdesinde kalan 28.000 Dolardan davacıların miras payına göre 14.875 Doların davalı ...'dan ve davalı bankadan 18.12.2000 tarihinden itibaren devlet bankalarında dolar cinsinden açılan 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, davacılar ile davalılar ....'nın ortak murisi ....'ın ismi ve imzası bulunan 18.12.2000 tarihli faks ile ....'ın ...... Şubesine hitaben off shore hesabındaki 246.410 Doların ... Tic. A.Ş. hesabına ödenmesinin ve murisin aynı tarihli 2.faksı ile de off shore hesabının tamamının oğulları (davalılar)...., (davacılardan).... ve dava dışı oğlu... adına virman yapılmasının talep edildiği ve aynı gün 835.000 Doların murisin oğulları.... ve ... hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır.Her iki faksda murisin adı ve imzası olan belgeler incelenmiş, bilirkişi raporu ile yazı ve imzanın murise ait olmadığı ayrıca davalı ...'ya da ait olmadığı saptanmıştır.Dava konusu alacak ile ilgili bilirkişi raporları alınmış, ilk (3 kişilik) raporda; faks ile ilgili talimatların usulsüz olduğunun, 835.000 Dolar ile ilgili talimatın muris ölmeden 9 saat önce, bilinci kapalı iken çekildiği, 246.410 Dolar ile ilgili faksın ise murisin ölümünden 5 saat sonra çekildiği, 246.410 Doların 200.000 Dolarının....'e verildiğini, 46.410 Doların şirketin işlerinde kullanıldığı, 835.000 Doların ise birçok hesaptan geçerek ....'in müşterek hesabına aktarıldığı belirtilmiş, daha sonra her mirasçının payına düşen miktarlar ayrı ayrı açıklanmıştır. Taraf vekillerinin birinci rapora itiraz etmeleri sonucunda alınan 2. (3 kişilik) bilirkişi raporunda ise 835.000 Dolar yönünden .... ve kendi miras payları dışında 517.023 Dolardan sorumlu oldukları, 246.410 Dolar yönünden ise dava dışı ... AŞ.'nin sorumlu olduğu, davalı bankanın ise özen borcunu yerine getirmediği için sorumlu olduğu açıklanmıştır.1 – Asıl dava yönüden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin ve davalı banka vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 246.410 Dolar alacağın 200.000 Dolarının taraflara ait dava dışı .....A.Ş.'ye aktarıldığı, daha sonra 18.410 Doların da yine şirkete aktarıldığı, geriye kalan 28.000 Doların ise davalı ...'un uhdesinde kaldığı gerekçesi ile bu miktarın davacıların miras payına göre 14.875 Doların davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş ise de, davalı ... tarafından davacılar aleyhine ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/122 E. sayılı dosyası ile dava konusu 28.000 Dolar yönünden “Menfi Tespit” davasının açılması nedeniyle, mahkemece; bu dava dosyasının sonucunun beklenerek oluşacak duruma göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.2 – Birleşen dava yönünden; Birinci bilirkişi raporunda 835.000 Doların davacı ... ile davalı ....'nın müşterek hesabında bulunduğu, ikinci raporda ise davalı ....,.. ile dava dışı .... ve davacılardan ....'in sorumlu olduğu açıklanmış olmasına ve raporlar arasındaki farklı görüşlere yer verilmesine rağmen, mahkemece; çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi raporu alınmadan ve somut gerekçeler gösterilmeden bu talep ile ilgili davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Ayrıca, birinci bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmesinden sonra, ikinci bilirkişi heyetinde, 1.rapordaki aynı (Bankacı–mali müşavir) bilirkişinin yer alması HMK.nun 281/1.maddesi (HUMK.nun 283 ve 284.maddeleri) gereğince bozmayı gerektirmiştir.Diğer bir husus, 818 sayılı BK.nun 101/1.maddesi (6098 sayılı TBK.nun 117/1 maddesi) nde, “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” hükmüne göre dosyada temerrüt tarihi araştırılmadan dava konusu alacağa 18.12.2000 tarihinden itibaren faiz işletilmesi de yasal değildir.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; birleşen dava konusu 835.000 Dolar yönünden yeniden uzman bilirikişiler aracılığı ile inceleme yapılarak paranın nereye ve kime verildiği araştırılarak Yargıtay denetimine elverişli alınacak bilirkişi raporu sonucuna göre karar vermek, asıl dava yönünden ise menfi tespit davasının sonucunu bekleyip oluşacak duruma göre karar vermek olmalıdır.Belirtilen nedenlerle, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen taraflar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin yek diğerinden alınıp, yek diğerine verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.