Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2985 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15751 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : 2014/214-2014/484Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların 19.02.2014'de kesinleşen karar ile boşandıklarını, boşanma davasında talep olmadığı için müvekkili lehine nafakaya hükmedilmediğini, müşterek çocuklar için ise ayrı ayrı 750TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin ve çocuğun ihtiyaçları için nafakanın yetersiz olduğunu iddia ederek, davacı kadın lehine aylık 5.000TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen nafakaların ayrı ayrı 1.500TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının ailesinin maddi anlamda zengin olduklarını, gayrimenkullerinin ve kira gelirlerinin çok fazla olduğunu, davacının boşandıktan sonra yoksulluğa düşmediğini, ayrıca davacının kusurlu olması neticesinde yoksulluk nafakasını istemeye hakkının bulunmadığını, müşterek çocuklar için istenilen nafakanın da abartılı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; aylık 1.000.-TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların müşterek çocuğu A. T. için nafakanın aylık 50TL arttırılarak aylık 800TL'ye çıkartılmasına, her ne kadar müşterek çocuk H. C. T. 'nun nafakasının da artırılması talep edilmiş ise de; çocuk 18 yaşına gelmekle kendiliğinden sona ereceğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;2) TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' Yoksulluk nafakası, istemde bulunan eşin yoksulluğunu giderecek, yani zaruri geçim ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olmalıdır ve hakim de, yoksulluk nafakası miktarını tayinde, nafaka isteminde bulunan eşin ihtiyaçlarıyla, nafaka ödeyecek eşin kendi giderlerini ve mali gücünü gözönünde tutmalıdır. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, kirada oturduğu ve lise mezunu olduğu, davalının emekli olup, halen kendisine ait muayenehanede diş hekimliği yaptığı, 350 TL kira geliri olduğu belirtilmiş ise de, davalının emekli maaşına ve çalıştığı muayenehaneden elde ettiği gelire ilişkin mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, davalının aldığı emekli maaşı ve muayenesinden elde ettiği gelir araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, 1.bendde açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2.bendde açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.