MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2012/745-2013/596 Taraflar arasında görülen menfi tesbit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin 659330 nolu elektrik aboneliği nedeniyle 17.07.2002-17.06.2009 tarihleri arasında kullanılmayan sayaç üzerinden haksız ve hukuka aykırı bir şekilde farazi olarak 27880 KW tutarın faturalandırıldığını, müvekkilinin aboneliğine ait ek tahakkuk edilen 4.500,29 TL den borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davacının aboneliğinin devam etmesi, dolayısıyla yasal sorumluluğunun bulunduğunu, davalı kurum tarafından usulüne uygun borç tahakkuku yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının aboneliğine ait ek tahakkuk edilen 4.500,29 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacının 659330 nolu mesken abonesi olduğu anlaşılmıştır. Bu husus taraflar arasında da ihtilaf konusu değildir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasının 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz. 4077 sayılı Kanunun 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı Kanunun uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, ayrı bir Tüketici Mahkemesinin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip, hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir. Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.