Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2964 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3577 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinrin kabulüne kara verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davasında müşterek çocuk ve davacı lehine hükmedilen nafakanın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, nafaka ödemelerini yaptığını, davacıya birikmiş borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; İ.İ.K. 4, 16 maddelerine göre, uyuşmazlığın çözümünde İcra mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür.İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası; genel hükümlere tabidir. İcra ve İflas Kanunu'nda göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.Somut olayda; taraflar arasındaki boşanma davası sırasında davacı ve müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının tahsiline yönelik yapılan icra takibinde borcun sebebi TMK 197. vd. maddelerine dayanmakta ve dolayısıyla uyuşmazlığın "Aile Hukukuna" ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece; işin esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.