Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2960 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18094 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşanmaları sonucu velayeti anneye verilen müşterek çocuk ...'nin ihtiyaçları için aylık 750 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, ayrıca hükmedilen nafakanın her yıl TEFE+TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; müşterek çocuk için boşanma davasında hükmedilen 150 TL iştirak nafakasını düzenli olarak ödediğini, diğer çocukları için de ödemede bulunduğunu, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Antalya 3.Aile Mahkemesinin 2012/28 Esas-2012/70 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk ... için hüküm altına alınan aylık 150,00-TL iştirak nafakasının 100,00-TL daha arttırılarak aylık 250,00-TL' ye çıkartılmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl TEFE+TÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya yönelik talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir../..-2-Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, tarafların 24.01.2012 tarihli karar ile boşandıkları, kararın 24.01.2012 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 16.05.2014 tarihinde açıldığı, tarafların sosyal ekonomik durum araştırmasına göre ise, davacı kadının polis memuru olduğu, aylık 3.000,00 TL maaş aldığı, kendi evinde oturduğu, biri üniversite öğrencisi olan üç çocuğu ile yaşadığı, davalının ise emekli astsubay olduğu ve aylık 2.200 TL emekli maaşı aldığı, aylık 500 TL ev kirası ödediği, yeniden evlenmiş olduğu ve bu evliliğinden bir çocuğu bulunduğu, müşterek çocuğun ise 2002 doğumlu olduğu anlaşılmıştır.Hal böyle olunca; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, ilk nafakaya karar verildiği tarihten dava tarihine kadar 2 yıllık bir sürenin geçmiş olduğu da gözetilerek; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun daha yüksek miktar iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile müşterek çocuk için iştirak nafakasında az miktarda artırım yapılması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de, sonraki yıllarda nafaka artışına hükmedilirken TÜİK'in yayınlandığı ÜFE oranında artış yerine, TEFE+TÜFE oranında artışa hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.