Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2957 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18689 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : SİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/06/2013NUMARASI : 2013/55-2013/320 Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; davalı ile resmi nikahlarının olmadığını, müşterek 4 çocuklarının bulunduğunu, davalının kendisini evden kovduğunu iddia ederek her bir çocuk lehine ayrı ayrı 300'er TL nafakanın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davacının nedensiz yere çocukları da alıp evi terk ettiğini, dönmesi için çaba gösterdiğini ancak davacının dönmediğini ve çocuklar lehine gönderdiği iaşeyi de kabul etmediğini, kendi imkanlarının da kısıtlı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren başlamak üzere her bir çocuk için ayrı ayrı olmak üzere takdir edilen 200'er TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak bu çocuklara velayeten anne Z.. O..'ya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 330.maddesine göre müşterek çocuğa ödenecek nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafakanın takdirinde anne ve baba kudretlerine göre küçüğün masraflarına katılacaklardır. Bu nedenle davacının gelir durumu yanında davalının da ekonomik ve sosyal durumunun tespiti gerekir. Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, davalının ise köy muhtarı olup aylık 439,58 TL maaşının olduğu, aynı zamanda çiftçilik de yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak davacının çiftçilik yaparak elde ettiği geliri tespit edilememiş, eksik inceleme ile karar verilmiştir. Kabule göre de; somut olayda çocukların evlilik dışı ilişkiden dünyaya geldikleri ve davalı baba tarafından tanındıkları dikkate alınarak, davaya konu nafakanın TMK'nun 182.maddesi uyarınca talep edilebilecek iştirak nafakası olduğu göz ardı edilerek, tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi de doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıdaki bendlerde açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.