MAHKEMESİ : ÜRGÜP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2013NUMARASI : 2011/345-2013/162 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin 8620906 numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, sayacın izinsiz değiştirildiğinden bahisle davalı şirket tarafından düzenlenen 24.149,24 TL bedelli faturanın, üyesi olduğu sulama kooperatifi ve elektrikçisinin davacının onayı ve bilgisi olmadan sayacı değiştirdiğini bu nedenle faturanın haksız olduğunu iddia ederek, 24.149,24 TL'lik fatura ve bu fatura gerekçe gösterilerek davacıdan talep edilen tüm alacaklar nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 26.07.2011 tarihinde ihbar üzerine yapılan tespitte davacının sayaç bilgileri sistemde olmadığından dolayı abonesiz kullanım nedeniyle kaçak tutanağının tutulduğunu, davalı kuruma herhangi bir başvuru yapılmaksızın sayacın değiştirildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu görülerek davacının 17/08/2011 vadeli ve 24.149,24 TL bedelli faturadan dolayı 1.105,98 TL borçlu olduğunun tespiti, 23.088,26 TL davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında; davacının tükettiği enerji faturalandırılabildiğinden kaçak kullanımın olmadığı, pano ölçü mühürünü kendisinin bozmadığından usulsüz elektrik kullanımı olmadığı kanaati belirtilerek, sulamada kullanılan su tüketimim üzerinden hesap yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davacının bizzat kendisi tarafından değil de dava dışı elektrikçi vasıtasıyla sayaç değiştirilmiş olsa da davacı ve tanıkları sayacın davalı şirketin bilgisi dahilinde değiştirildiğini iddia etmişlerdir. Ancak dosya arasında sayaç değişikliği yapılacağına dair davalı şirket tarafından davacıya yapılmış bir bildirim ya da davacı tarafından davalı şirkete yapılan bir başvuru ya da bildirim bulunmamaktadır. O halde davacı bu iddiasını ispat edememiştir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 13.maddesinde hangi hallerde kaçak elektrik tüketiminin gerçekleşeceği açıklanmıştır. Buna göre; ''Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi...'' kaçak elektrik tüketimini oluşturur. (EPMHY md.1 3/1) yine aynı Yönetmeliğin 16/1.maddesine göre ; ''Müşterinin aktif ve reaktif elektrik enerjisi tüketimi ile güç ölçümleri; ilgili mevzuat uyarınca tesis edilen sayaçlar ve uygun şekilde tesis edilmiş ölçüm sistemleri kurulmak suretiyle ölçülür.'' Yukarıda anılan madde hükmüne göre, kurumun bilgisi dışında sayaç değişimi yapılması, mevzuata aykırı şekilde elektrik tüketme fiilini dolayısıyla kaçak elektrik tüketme fiilini oluşturmaktadır. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan, yanlış değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı kurum yetkilileri tarafından tanzim edilmiş, 26.07.2011 tarihli kaçak tespit tutanağı, davacıya ait abonelik dosyası birlikte değerlendirilerek, gerekirse yeniden keşif yapılarak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden davacının kullandığı kaçak elektrik bedelinin hesaplattırılarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.