Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2939 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1715 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 3.850,00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı köyde bekçilik yaptığını, işveren konumunda bulunan davalı ... tüzel kişiliğinin sigorta primlerini ödemediğini sonradan öğrendiğini, hizmet tespiti davası açarak eksik bildirilen günlerin ödenmesi kaydı ile emekliliğe hak kazandığını, müvekkilinin oğlunun babasının bilgisi dışında 07.10.2005 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna davalının ödemesi gereken 3.850,00 TL prim borcunu ödediğini, davacının ödemeyi oğlunun yaptığını 2010 yılında öğrendiğini ve bu parayı oğluna ödemek durumunda kaldığını böylece davalının ödemesi gereken primi yatırmayarak sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek; 3.850,00 TL'nin 07.10.2005 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. Davalı temsilcisi duruşmadaki beyanında; davaya konu ödemenin yapıldığı dönemde kendisinin muhtar olmadığını, o dönem muhtar olan kişinin kendisine söz konusu paranın davacıya ödendiğini ancak ödemenin köy karar defterine yazılmadığını söylediğini savunmuştur. Mahkemece; 07.10.2005 tarihli prim borcu tahsilat makbuzu aslının davacının elinde olması ve köy karar defterinde dava konusu prim borcunun ödendiğine dair kaydın bulunmaması nedeniyle prim borcunun davacı tarafından yatırıldığı ve davalının bu oranda sebepsiz zenginleştiği kanaatine varılarak davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.Sebepsiz zenginleşme davasının konusu, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen kimsenin, bu zenginleşmeyi hak sahibine geri vermesidir. Müspet zenginleşme, kendi içinde aktifin artması ve pasifin azalması şeklinde gerçekleşir. Borcu ortadan kaldıran her işlemde zenginleşenin malvarlığının pasif kısmı azaltılmış ve bu oranda da davalı zenginleşmiş olur.Sebepsiz zenginleşme davası kişisel nitelikte bir davadır. Sebepsiz zenginleşme ilişkisinin borçlusu, malvarlığı haklı bir sebep olmaksızın başkası aleyhine artan, zenginleşen kimsedir. Sözkonusu borç ilişkisinde zenginleşenin mal varlığının kendisi aleyhine artmış olan kimseye de alacaklı, hak sahibi veya davacı adı verilir.Dosya içeriğinden; davacının 19.02.1974 tarihinden 09.07.1997 tarihine kadar kesintisiz olarak köy korucusu olarak çalıştığı, .... Başkanlığı'nın davacının oğlu .....'a gönderdiği yazı ile davacı ...'ın emekli olabilmesi için 30.09.2005 tarihine kadar ... Sigorta İl Müdürlüğü veznesine 3.800,00 TL ödeme yapması gerektiğinin bildirildiği, 07.10.2005 tarihinde söz konusu paranın yazıda bildirilen vezneye davacının oğlu tarafından yatırıldığı anlaşılmıştır.O halde mahkemece; ödemeyi davacının oğlu ....'ın yaptığı, bu sebeple alacaklı sıfatının davacının oğlu ....'a ait olduğu ve davayı ....'ın açabileceği göz önüne alınarak, davacının davacı sıfatına sahip olmadığı gerekçesi ile (sıfat yokluğundan, husumetten) davayı reddi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçelerle davanın kabulü cihetine gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.