Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2927 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16601 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KIRŞEHİR AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2014/25-2014/363Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının boşandıklarını, boşanma ilamı ile davacı kadına 100 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar Gamze ve Kübra için 50'şer TL iştirak nafakasına karar verildiğini, iştirak nafakasının sonradan 75'er TL'ye yükseltildiğini belirterek, yoksulluk nafakasının 100 TL'den 300 TL'ye, iştirak nafakasının 75'er TL'den 250'şer TL'ye artırılmasını talep etmiştir.Davalı (vasisi) cevabında; davalının sinir hastası olduğunu, yeniden evlendiğini, 1.050 TL maaş aldığını beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 75'er TL den 100'er TL'ye artırılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin ise reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından; taraflar arasında görülen boşanma davasının 15.09.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı kadına 100 TL, müşterek çocuklar 2005 doğumlu Gamze ile 1999 doğumlu Kübra'ya 50'şer TL iştirak nafakasına karar verildiği, daha sonra 24.05.2012 tarihinde açılan nafakanın artırılması davası sonucunda ise, iştirak nafakasının 50'şer TL'den 75'er TL'ye artırıldığı, yoksulluk nafakası artırılması talebinin ise reddine karar verildiği, bu davanın ise 09.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir.Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda; davacı kadının ev hanımı olduğu, babasının evinde kaldığı, davalının ise emekli olduğu, 1.050 TL aldığı, evli olduğu tespit edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyizi itirazın reddi yerinde değildir. Ancak, davacı kadın yönünden; daha önce 24.05.2012 tarihinde açılan yoksulluk nafakasının artırılması davası sonucunda talebin reddine karar verilmiş olması nedeniyle, boşanma ilamında hükmedilen ve 15.09.2009 kesinleşme tarihinden itibaren kabul edilen 100 TL yoksulluk nafakası miktarının artırılmadığı ve davalı kadının ekonomik durumunda olumlu değişiklik olmadığı gibi yoksulluk durumunun devam ettiği saptandığına göre, TMK.'nın 176/ 4. maddesinde belirtilen “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” hükmü gereğince yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu durumda, mahkemece; davacı kadına ödenen yoksulluk nafakası miktarı, davalının ekonomik durumu ve ödeme koşulları dikkate alınarak, davalıyı zorlamayacak ölçüde, ÜFE artış oranları gözönünde bulundurularak, TMK.'nın 4. maddesinde açıklanan “hakkaniyete” uygun bir miktar artırılması gerekirken, yazılı şekilde talebin tümden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.