MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİDava dilekçesinde 11.030,00 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımından reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; Almanya'da yaşayan müvekkilinin Türkiye'ye tatile geldiği sırada davalı ile tanışıp, arkadaş olduğunu, arkadaşlıklarını ileri noktalara taşımak ve nihayetinde evlilik birliği kurmak isteyen tarafların ...'da birlikte yaşabilecekleri bir ev ve eşya almak üzere harekete geçtiklerini; ancak evin tapusunun kimin üzerine olacağı hususunda aralarında çıkan tartışma neticesinde ayrıldıklarını, müvekkilinin evi alıp, içini döşediğini, evin kapısını kilitleyip Almanya'ya döndüğünü; davalının çilingir vasıtası ile evin kapısını açtırarak evdeki eşyaları alıp götürdüğünü iddia ederek; eşya bedeli olan 10.930,00 TL ile bu olay nedeniyle müvekkilinin yapmak zorunda kaldığını iddia ettiği masrafların karşılığı olarak şimdilik 100,00 TL masrafın davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların evlilik birliği kurmak üzere hareket ettiklerini ancak 2009 yılı Ekim ayı içinde ayrıldıklarını, eldeki davanın 22.03.2011 tarihinde açıldığını, nişanın sona ermesinden doğan dava haklarının 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu belirterek; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesi ile reddini vekaleten savunmuştur. Mahkemece; eldeki davanın nişanın sona ermesinden sonraki 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının davacıya ait evden davacının rızası dışında ev eşyalarını alıp götürdüğü ve davacının bu eylem nedeni ile davalıdan şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır. Oluşa göre davaya konu eylem aynı zamanda şuç teşkil eden bir eylem niteliğinde olup, olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesinde ceza zamanaşımı süresine bakılmalıdır. Haksız eylemlerden doğan davalarda uygulanacak zamanaşımı 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre tazminata konu eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi halinde o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresi hukuk hakimi tarafından uygulanacaktır. (HGK.'nun 22/02/2012 tarih ve 2011/4 E.- 2011/640 K; 2012/89 sayılı ve HGK.'nun 06/05/2009 tarih 2009/4-152 Esas ve 2009/155 Karar sayılı kararları) Ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için ceza davasının açılmış olması gerekmez. Mahkemece; davalının eyleminin aynı zamanda suç teşkil ettiği gözönüne alınarak, olaya uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.