MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/06/2013NUMARASI : 2009/189-2013/424 Taraflar arasında görülen menfi tespit-alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi gereğince davalı tarafından H.. Yapı Kooperatifinde bulunan dairenin 90.000,00 TL bedelle müvekkillerine satıldığını, satış bedeli karşılığında müvekkili H.. Ç.. tarafından da çek keşide edilerek, davalıya teslim edildiğini ancak sözleşmeye konu kooperatif nezdinde davalının adına kayıtlı dairesinin bulunmadığının öğrenildiğini, bu nedenle davalıya yapılan ödeme ve çek bedelleri kadar zarara uğratıldıklarını, uğranılan zararın çekler tutarı olan 61.500,00 TL'den fazla olduğunu ileri sürerek, davalı tarafa 90.000,00 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiş ve 27/11/2012 tarihli celsede, dava dilekçesinde her ne kadar 90.000 TL borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş ise de, karşı tarafa 61.500,00 TL miktarında çek verdiklerini, bu nedenle bu miktarda borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, dava açıldıktan sonra da bir kısım çeklerin ödendiğini, sözleşmede yazılı olmayan ancak davalı tarafa verilen 12/07/2009 keşide tarihli ve 3.000,00 TL bedelli çekin de ödendiğini beyan etmiştir. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 48.500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Somut olayda; mahkemenin kısa kararında "..48.500,00 TL nin davalıdan tahsiline.." ilişkin hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararın gerekçe kısmında "....ödenen çekler bedeli kadar miktarın davalıdan tahsiline, ödenmeyen çek bedelleri kadar borçlu bulunmadığına..." dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen hükmün gerekçe kısmında; ödenmeyen çek bedelleri kadar borçlu bulunmadığının belirtilmesine rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, "ödenmeyen çek bedelleri kadar borçlu bulunmadığına" dair herhangi bir ibare yer almadığından, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır. 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.