MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakası artırım ve artırım ve yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacılar vekili dilekçesinde; tarafların 2006 yılında boşandıklarını,...lehine hüküm altına alınan 75'er TL'lik iştirak nafakalarının nafaka artırım davası neticesinde aylık 400'er TL'ye yükseltildiğini, ...ü, Aslışah'ın ise tıp fakültesinde eğitim gördüğünü ve eğitim, yurt vb. masrafları olduğunu, davalının ...'da bir üniversitede doçent olarak görev yaptığını ve yüksek geliri olduğunu belirterek, ...için aylık 400 TL'lik iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye; ergin olan ... için aylık 400 TL'lik iştirak nafakasının aylık 1.500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; Amerika'da yaşadığını, çalıştığı kurumun son 3 aydır maaşına zam yapmadığını, borçları olduğunu, sağlık problemleri bulunduğunu, davacıların annesinin ise ekonomik durumunun iyi olduğunu, boşanma protokolüne göre de nafaka talepleri olmaması gerektiğini, yine talep edilen artış miktarının fazla olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; davac... için aylık 550 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine; tarafların müşterek çocukları...medilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 75 TL artışla aylık 475 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine; belirlenen nafakaların her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir.TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır.TMK.nun 364.maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür."Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır.Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656-688 sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır.Somut olayda;davacılardan Aslışah'ın tıp fakültesi'nde eğitim gördüğü ve aylık 580 TL yurt ücreti ve eğitim masraflarının bulunduğu, ...n ise fen lisesi 2.sınıfta eğitim görmekte olup yemek,servis vb. masrafları olduğu ve 2.000 TL dershane ücreti bulunduğu,yine tiroit ve skolyoz hastalığı olup bu rahatsızlıklarına ilişkin tedavilerinin devam ettiği,davalı babanın is...a'da bir üniversitede öğretim görevlisi olup doçent kadrosunda görev yaptığı,dosyaya sunulan belgelere göre aylık net 2.277,69 USD gelirinin olduğu, araç kredisi için 346,02 USD ödemesi olduğu ,bu kapsamda dosyada yer alan tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin araştırma sonuçları ve diğer bilgi ve belgelere göre ise davacılar lehine hükmedilen nafakaların düşük olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; davacıların ihtiyaçları ve davalının gelir ve giderleri de dikkate alınarak, TMK'nun 4. maddesi gereğince hakkaniyete uygun nafaka miktarlarına hükmedilmesi gerekirken, tarafların gelir durumu ile orantısız, ortak çocukların giderlerinin büyük bölümüne annenin katlanmasına neden olacak şekilde nafakaların az miktarda takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.