MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2013/305-2014/250Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 24.02.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av.O. Y. geldi. Karşı taraf davalılar vekili Av.Ö. G. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin, A. I. K. 'in evlilik dışı ilişkisinden doğma çocukları olduğunu, A. I. K.'in Ç.......'de bulunan taşınmazını satışa çıkarması üzerine müvekkillerinin anneleri Servin'in maddi katkısıyla taşınmaz bedeline mahsuben babaları A. I. K. 'in banka hesabına 23.11.2011 tarihinde 135.000,00 TL gönderdiklerini ancak tapu devri gerçekleşmeden babaları Ad. I. K. 'in 04.01.2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin paranın iadesi için A. I. K. 'in eşi Nurdan ve kızları Arzu, Yonca ve Defne'ye başvurduklarını, mirasçıların parayı iade etmekten kaçınmaları üzerine eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 135.000,00 TL'den müvekkillerinin miras payına düşen kısım düşüldükten sonra bakiye kalan 94.500,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte miras payları oranında davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin 1983 yılında eşi N.. K..'i terk ederek, davacıların annesi Servin ile birlikte yaşamaya başladığını, Servin'in mahkeme kararıyla Köstem soyadını aldığını, muris A. I. K. 'in mal varlığının büyük kısmını Servin'e verdiğini, dava konusu taşınmazın davalı N.. K..'in 1990 yılından itibaren oturmakta olduğu yazlığı olduğunu, taşınmazın satışının murisin sağlığında hiç gündeme gelmediğini, davacıların 135.000,00 TL'yi murisin hesabına hangi amaçla havale ettiklerinin ilgili banka dekontundan anlaşılamadığını, davacıların bu ödemenin taşınmaz satış bedeline ilişkin olduğu yönündeki iddialarını kanıtlayabilecek herhangi bir belge sunmadıklarını, ödemenin yapıldığı tarih ile murisin ölüm tarihi arasında 1 yılı aşkın bir süre geçtiğini, bu süre içinde taşınmazın devrinin yapılamadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davaya konu edilen paranın 23.11.2011 tarihinde gönderildiği, murisin 04.05.2013 tarihinde öldüğü, gönderilen paranın ev için alınan bedel olduğu ancak alım ve satıma ilişkin herhangi bir delilin bulunmadığı, yerleşik Yargıtay içtihatlarında gönderilen bedelin gönderenin borcu karşılığı gönderildiğinin kabul edildiği, aksini kanıtlayacak delillerin bulunmadığı, üstelik dinlenen tanık anlatımları gereği davacıların para gönderme tarihinde Yavuz'un öğrenci, Fatih'in yeni mimar olduğu, tahsil süresince murisin desteği ile okudukları, davacının iddialarını doğrulayıcı kanıt elde edilemediği gibi davacı iddiaları doğrultusunda vicdani kanaat dahi oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir. Dava; taşınmaz satış parasına mahsuben banka havalesiyle murisin hesabına gönderilen paranın, tapu devrinin gerçekleşmediği gerekçesiyle sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalı mirasçılardan miras payları oranında tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır. Temyize konu uyuşmazlık, davacıların, A. I. K. 'in hesabına gönderdikleri 135.000,00 TL'yi taşınmaz satış bedeline mahsuben gönderip göndermedikleri ve bu bağlamda ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususunda toplanmaktadır.Hak arama özgürlüğü, dava açma ve savunmayı kapsayan genel bir kavramdır. Davada tarafların iddia ve savunma haklarını fiilen kullanabilmeleri, kendilerine ispat etme haklarının verilmesiyle sağlanabilir. Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. (HMK m.189/1)Mahkemece, tarafların ispat hakkı çerçevesinde ibraz ettikleri bütün delillerin kararda tartışılıp, değerlendirilmesi gerekir. İspat yükü, ilk önce kural olarak davacıya düşer; davacı davasını dayandırdığı vakıaları (olguları) ispat etmelidir. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190)Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değeri kanunda öngörülen sınırı geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. (HMK m. 200/1; HUMK m. 288) Hukuki işlemin miktar ve değerinin HMK m. 200/1'deki sınırı geçip geçmediği, hukuki işlemin yapıldığı zamanki durumuna göre belirlenir. Havale bir borç ödeme vasıtasıdır. (TBK 555 m.;BK 457 m.) Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini, yani havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havale eden, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.(HGK 09.06.2004 tarih, 2004/4–362 E.; 2004/347 K.)Banka dekontunda paranın gönderiliş nedeni ile ilgili bir açıklamanın bulunmadığı hallerde, paranın mevcut bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabulü gerekir.Bu bilgiler ışığında somut olayı irdelendiğinde; davacı Fatih ve Yavuz'un, muris A. I. K. 'in evlilik dışı ilişkisinden çocukları olduğu, davalı Nurdan'ın murisin eşi, davalı Arzu, Yonca ve Defne'nin murisin Nurdan'dan olma kızları olduğu, murisin 04.01.2013 tarihinde öldüğü, murisin toplam miras payının 20 olduğu, 5 payın eşi Nurdan'a, 3'er payın çocukları, Arzu, Yonca, Defne, Fatih ve Yavuz'a kaldığı, satışa konu taşınmazın halen muris adına kayıtlı olduğu, 23.11.2011 tarihli banka dekontunda, "F.. K.., Y.. K.. adına Servin Köstem teslimatı" ifadesinin yazılı olduğu, Havale Talimatında ise; " 3081 Ada, 472 paftadaki dubleks evin satışı için F. ve Y.. K.. adına S. K. teslim" ibaresinin yer aldığı, gönderenin davacıların annesi S. K. , alıcının tarafların murisi A. I. K. olduğu, mahkemece, ilgili bankaya müzekkere yazılarak havale dekontu ve talimatının istenmediği, her ne kadar mahkemece davacıların dava dilekçelerinin ekinde dosyaya ibraz ettikleri dekonta paranın gönderiliş nedeni açıklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ödeme talimatındaki söz konusu beyan üzerinde hiç durulmadığı ve eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulan 23.11.2011 tarihli, 135.020,00 TL bedelli havale dekontu ile havale talimatının onaylı suretlerinin ilgili bankadan celbedilerek, iddia ve savunma doğrultusunda incelenmesi ve yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ispat yükünün hangi tarafta olduğu belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.