MAHKEMESİ : ANKARA 13.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2010/539-2013/313 Taraflar arasında görülen maddi-manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının davalı şirkete ait işyerinde çalışırken, davalının gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeni ile kalıp çakılması sırasında kırılıp fırlayan çivinin davacının göğsüne isabet etmesi neticesinde yaralandığını beyan ederek, şimdilik 10.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı Kanunun 1.maddesinde kanunun kapsamı belirtilerek; “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile i??veren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1.maddesinde ise; “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi görevinin İş Mahkemelerine ait olduğu” belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ışığında, davacının, davalı işverene verdiği hizmet sırasında yaralandığı iddia olunduğundan ve taraflar arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisine dayandığı dosya kapsamından anlaşıldığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda, mahkemece, İş Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek ayrı iş mahkemesi varsa görev yönünden dava dilekçesinin reddine, ayrı iş mahkemesi yok ise ara kararıyla iş mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.