MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2011/566-2013/474 Taraflar arasında görülen nafakanın kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, müşterek çocuk için ödediği aylık 200 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda, davacı bir yıl önce rahatsızlandığını, bu rahatsızlığı nedeni ile çalışacak durumda olmadığını, en son ayağına kapı düştüğünü, bağışıklık sisteminin çökmüş olması nedeni ile açılan yaranın kapanmadığını, ancak hastaneye gitmek için evden çıktığını, yardımlar ile geçindiğini ifade etmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip; davacının gelir durumu, herhangi bir sosyal güvencesinin bulunup bulunmadığı, rahatsızlığının çalışmasına engel teşkil edip etmediği, bu durumların kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılarak, başlangıçtaki denge gözetilerek, ayrıca çoğun içinde azında bulunduğu kuralı gereğince, gerektiğinde nafaka miktarının indirilmesi yolunun da bulunduğu gözetilip, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.