Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 283 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13471 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : PAZARCIK ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2014NUMARASI : 2014/7-2014/436Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, tarafların 23.03.1974 tarihinde evlendiklerini ve bu evliliklerinden altı tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının on beş yıl önce müvekkilini terk ederek başka bir kadınla yaşamaya başladığını, davacının gelirinin bulunmadığını ve geçimini sağlayamadığını ileri sürerek, davacı lehine aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL nafakanın davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.Somut olayda, tarafların 23.03.1974 tarihinde evlendikleri, müşterek altı tane reşit çocukları bulunduğu, davacının ev hanımı olduğu ve gelirinin bulunmadığı, oğluna ait evde yaşadığı; davalının ise Orman İşletme Müdürlüğünde işçi olarak çalıştığı, aylık 1.800,00 TL gelirinin bulunduğu, aylık 200,00 TL kira verdiği, gayrı resmi olarak başka bir kadınla ilişkisi olduğu ve bu kadından iki tane çocuğunun bulunduğu, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve özellikle davalının gelirine göre takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Hakim eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini, ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.