Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 272 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 17444 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/06/2009NUMARASI : 2008/24-2009/182Dava dilekçesinde 7768-TL.lik takibe vaki itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının dava konusu çeki ciro yolu ile elinde bulundurduğunu, davalının ise keşideci olduğunu,çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle çek vasfını yitirdiğini, çekin bedelinin tahsili amacı ile davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını davalının da bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında doğrudan temel ilişkinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, ibraz süresi kaçırılan çek nedeni ile keşideciye karşı açılmış bulunan çek bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yolu ile kavuşabilmesi içen ya doğrudan temel ilişkiye dayanarak bir tahsil davası , ya da TTK.’nun 730/14 bendi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken ve aynı kanunun 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvurması gerekir.Somut olayda, davacı çeke ciro yolu ile hamil olup, keşideci ile aralarında temel hukuki ilişki bulunmaması nedeni ile TKK.’nun 644. maddesine göre talepte bulunmaktadır. Bu maddeye göre açılan davalarda, ispat yükü, keşideci davalıya aittir. Keşideci davalı çek bedelini yetkili hamile ödediğini kanıtlamak zorundadır. Aksi halde, çek bedelini ödeyecektir. Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gereğince, davalı tarafa bu yönlerden ispat hakkı tanınarak (davalının dilekçesinde yemin deliline de dayandığının anlaşılması karşısında), gerektiğinde de davalıya ispat için karşı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak yaptırılacak yeminin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.