Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2718 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18800 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KARATAŞ ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 09/07/2013NUMARASI : 2012/90-2013/148 Taraflar arasında görülen elektrik kesintisi sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; İşletmekte olduğu internet kafede elektrik kesintilerinden dolayı elektronik malzemelerinin kullanılamaz hale geldiğini, bu durumu davalı kuruma bildirmesine rağmen bir sonuç alamadığını; müşterilerini kaybetmeye başladığını, bu durumun kendisini ve ailesini çok üzdüğünü belirterek, lehine 10.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin haksız olduğunu, açılmış olan alacak davasının yasal bir dayanağının olmadığını, müvekkili kurumun herhangi bir kusuru veya sorumluluğunun olmadığını, hayatın olağan akışı içinde teknik arızadan veya başka herhangi bir teknik sorun nedeniyle elektrik kesilmesinin doğal bir durum olduğunu, davacının talebi olan maddi ve manevi tazminatın gerçekleşmesi için şart olan kusur, sorumluluk ve illiyet bağının davada bulunmadığını, 15.000,00 TL tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 550,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine; manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olaya gelince, dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusunun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkin olduğu ve elektrik abone sözleşmesinin davacının işletmekte olduğu işyerine ait "Tic.Büro" için düzenlendiği anlaşıldığından, davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca, yargılamanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılması gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.