MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2011 yılında evlendiklerini, ...ve ... isimli iki çocuklarının bulunduğunu, tarafların ... 2.Aile Mahkemesinin 25/02/2014 tarih ve 2014/4 Esas- 2014/112 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin annelerine verildiğini, davalının tam ve ağır kusurlu davranışları olmasına rağmen müvekkilinin iki küçük erkek çocuğu ile daha fazla yıpranmamak amacı ile bir an önce boşanmak için dava açarken talep ettiği, maddi-manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası konularındaki bütün taleplerinden feragat ederek kocası ile boşandığını, davalının aylık en az 200.000,00 TL civarında gelirinin bulunduğunu beyanla, tarafların 4 yaşındaki müşterek çocuklarından ...için aylık 9.000,00 TL, 3 yaşındaki ... için aylık 8.000,00 TL olmak üzere aylık toplam 17.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; istenen nafaka miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın talep edilen miktar üzerinden reddine, müşterek çocukların her biri için mahkemece belirlenecek makul miktarda nafakanın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; "Davanın kısmen kabulü ile, tarafların müşterek çocukları 29/01/2011 doğumlu ...ve 01/05/2012 doğumlu ... için ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL olmak üzere toplam aylık 10.000,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak çocuklarına velayeten davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine...", karar verilmiş; sözkonusu karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuk yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların ... 2. Aile Mahkemesinin 25/02/2014 tarih ve 2014/4 Esas- 2014/112 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları sözkonusu ilamla müşterek çoçuklar yönünden iştirak nafakasına hükmedilmediği, müşterek çocuklardan ...'in dava tarihi itibariyle 4; ...'nın 3 yaşında oldukları; davacının ev hanımı; davalının ... hissedarı olduğu, ilgi şirketin 10.422.795,65 TL kredi borcunun bulunduğu; 2014 yılı Kurumlar Vergisi matrahının 135.507,74 TL olduğu tespit edilmiştir.Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; hükmedilen iştirak nafakası miktarları fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Mahkemece, hakkaniyete uygun nafakalara hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.