MAHKEMESİ : İSTANBUL 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2013NUMARASI : 2012/300-2013/98 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalılar arasında yapılan anlaşmayla; müvekkillerinin yurt dışında bulunan müşterilerine gönderilecek ürünleri davalı B. Limited Şirketinin temin etmesi, davalı M.. A.. ve A. Limited Şirketinin de bu ürünleri yurt dışına göndermesi hususunu kararlaştırdıkları, müvekkillerinin anlaşma gereğince davalıların banka hesaplarına belli aralıklarla ödeme yaptıklarını ancak davalıların müvekkillerine karşı taahhütlerini yerine getirmediklerini ve sebepsiz zenginleştiklerini iddia ederek; davalı B..Limited Şirketinden şimdilik 50.000,00 TL, davalı M.. A..'dan şimdilik 25.000,00 TL, davalı A.. Danışmalık Şirketinden şimdilik 25.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı B.. Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin Samsun da faaliyet gösterdiğini, bu nedenle davaya bakmaya yetkili mahkemenin Samsun Mahkemeleri olduğunu, mahkemece öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini savunmuş, diğer taraftan davacılarla müvekkili şirketin hiçbir ticari bağının bulunmadığını savunarak davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini dilemiş, esasa yönelik olarak da müvekkilinin diğer davalı A. Danışmanlık Şirketiyle gıda ürünlerinin Libyadaki müşterilere gönderilmesi hususunda anlaştıklarını, Libyadaki müşterilere 3 parti halinde ihracat yapıldığını, davacıların ürün bedellerini Libyadaki müşterilerinden tahsil etmelerine rağmen müvekkiline ödemediklerini belirterek, müvekkili şirketin davacılardan alacaklı olduğunu savunmuştur Davalı M.. A.. ve Akça Danışmanlık Şirketi vekili cevap dilekçesinde; genel yetki kuralları gereğince davaya bakmaya yetkili mahkemenin Gaziantep Ticaret Mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide sözlü anlaşmaya uymayan tarafın davacı taraf olduğunu, müvekkillerinin gönderdiği malların bedelini davacılardan alamadıklarını savunarak; öncelikle yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davalıların yetki itirazları kabul edilerek, davalı M.. A.. ve Akça Danışmanlık İnş.GıdaTekstil İth.İhracat Ltd. Şirketi yönünden davanın Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemelerinde; davalı B. Şekerleme Gıda ve Temel Tüketim Malları Paz.İmalat İth.İhr. San Tic Ltd. Şirketi yönünden Samsun Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK'nın 5,6,20,115,116 ve 117 maddeleri gereğince davanın esasa girilmeden usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyize konu uyuşmazlık; davaya bakmaya yetkili mahkemenin neresi olduğu noktasında toplanmaktadır. HMK'nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınarak özel yetki kuralı düzenlenmiştir. Sözleşmenin ifa yeri, davacının sözleşmeye dayanarak talep ettiği şeye göre belirlenir. Sözleşmede her iki taraf da ifada bulunacak ise davacının ifasını istediği şeye göre yetkili mahkeme tespit edilir. Taraflar ifa yerini aralarında kararlaştırmış iseler davanın kararlaştırılan ifa yerinde de açılması mümkündür. Kesin yetki halleri dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Davacı, davasını dilerse genel yetkili mahkemede, dilerse özel yetkili mahkemede açar. (HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) Somut olayda tarafların beyan dilekçelerinden; taraflar arasında sözlü de olsa sözleşmeye dayalı ticari bir ilişkinin bulunduğu, davaya konu uyuşmazlığında bu ilişkiden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalılar cevap dilekçelerinde aralarındaki sözlü anlaşma gereğince davacıların Libya da bulunan müşterilerine ihracat yaptıklarını kabul etmişler, davacıların Libyalı müşterilerinden gelen talepler üzerine kendilerine ulaşarak teşir için numune ürün talep ettiklerini, numuneleri davacıların İstanbul'da bulunan bürolarında teşhir ettiklerini, davacıların da Libya'dan gelen müşterilere ürünleri İstanbul'da sergilediklerini belirtmişlerdir. Hal böyle olunca mahkemece; taraflar arasında sözlü de olsa bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu, davaya konu uyuşmazlığın bu ilişkiden doğduğu, buna göre davacının seçimlik hakkını özel yetkili mahkemede dava açmak şeklinde kullandığı, davaya HMK'nın 10. maddesi gereğince sözleşmenin ifa yeri olan İstanbul Mahkemelerinde bakılabileceği nazara alınarak; davalıların yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yalnızca genel yetki hususu değerlendirilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.