MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 10.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; müvekkilinin davaya konu 226 parsel sayılı taşınmaz üzerine gecekondu inşa ettiğini, bir süre sonra ... Belediyesince bölgedeki her bir gecekondu sahibine m² si 8.000 TL den 400 m² arsa tahsis edileceğinin ilan edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından ... Belediyesine ait banka hesabına 30.11.1993 tarihinde 3.200.000 TL (yeni 3,2 TL) para yatırıldığını, ancak Büyükşehir statüsüne kavuşan davalı belediyenin çevre mahallelerdeki gecekonduların bulunduğu taşınmazları kamulaştırarak ödenen bedeller nedeniyle hak sahiplerine dağıtmasına rağmen, müvekkiline ait gecekondunun bulunduğu bölgede böyle bir faaliyet içerisine girmediği gibi almış olduğu paraları sonradan bu yerde sorumluluk sahibi olan .... Belediyesine de devretmediğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hak saklı kalmak üzere, 400 m² lik gecekondu arsasının dava tarihindeki rayiç değer karşılığı olan 10.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmi??tir.Davalı ... vekili; dava konusu yerin Büyükşehir Belediyesinin kurulması ile birlikte ... Belediyesi sınırları içerisinde kaldığını, 775 ve 2981 sayılı Yasalar kapsamında uygulama yapmakla görevli ve yetkili belediyenin .... Belediyesi olduğunu, ayrıca müvekkili belediyenin arsa tahsisi yapmadığı gibi bu yönde alınmış bir kararı bulunmamasına rağmen bazı gecekondu sahiplerinin belediyenin bilgisi dışında banka hesabına para yatırdığını savunarak, davanın öncelikle husumet nedeniyle, olmadığı takdirde ise esastan reddini dilemiştir.Mahkemece, davacı tarafından para yatırılan hesabın davalı belediyeye ait olmadığı, ancak bu hesaptan davalı belediyeye para aktarıldığı, kaldı ki davalı belediyenin aşamalarda para yatırıldığını kabul etmiş olduğu, buna göre taraflar arasında geçerli bulunmayan bir taşınmaz satım sözleşmesinin kurulduğu gerekçe gösterilerek; denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 654,25 TL nin 21.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı belediyeden tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, dava konusu gecekondu arsalarının zilyetlerine tahsis edilmesi için yapılan duyuru sonucu davalı belediyenin belirlediği banka hesabına yatırılan paranın tahsisin yapılmaması nedenine dayalı olarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının, dava dışı .... Altı Mahallesi Arsa Konut Yapı Kooperatifinin....Şubesindeki hesabına 3.200.000 TL yatırdığı, bu hesapta toplanan miktarın ise .... Şubesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece toplanılmış olan bu delillerden; davacı tarafından yatırılan paranın, davalı belediyenin hesabına aktarıldığı sonucuna varmak mümkün değildir.Şu durumda, uyuşmazlığın çözümü için, dava konusu paranın yatırıldığ?? “.... Altı Mahallesi Arsa Konut Yapı Kooperatifine ait 232/16341004 nolu hesap” ile davalı ... arasında hukuki, fiili ve organik bağ bulunup bulunmadığı hususları ile paranın aktarıldığı.... Şubesindeki hesabın kime ait olduğu veya kimler tarafından kullanıldığının mahkemece belirlenmesi gerekmektedir. Ne var ki; mahkemece, bu yön gözardı edilerek, aynı mahiyette olup başka mahkemelerde açılmış davalarda elde edilen ve bu davada çözümlenmesi gereken konulara cevap vermeyen belgeler esas alınmak suretiyle davalı belediyenin sorumluluğu cihetine gidilmiştir.Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklandığı üzere araştırma yapılarak tüm delillerin usulünce toplanılması ve ortaya çıkacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.