MAHKEMESİ : ZİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2011/122-2013/236 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilllerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı belediyenin açmış olduğu ihaleyi kazanarak park bahçe düzenleme işlerinde çalıştırılacak işçileri temin işini üstlendiğini, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin halen devam ettiğini, Sayıştay tarafından davalının kayıtları üzerinde yapılan denetim sırasında müvekkiline 19.962,32 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle belediye yetkililerinin müvekkiline "bu parayı bize öde, Sayıştay yargılaması sonucunda borçlu olmadığın ortaya çıkarsa paranı iade ederiz" dedikleri için müvekkilinin davalı belediyeye toplam 21.963,00 TL ödeme yaptığını, Sayıştay'ın 114 nolu ilamında müvekkiline fazla ödeme yapılmadığına karar verilmesi üzerine davalıdan bu paranın iadesini talep ettiklerini, davalı belediye yetkililerince paranın iade edilmeyeceğinin bildirmesi üzerine iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek; müvekkilinden yersiz olarak tahsil edilen 21.963,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline borcu bulunduğunu zira, Sayıştay uzman denetçisi tarafından verilen başka bir raporda davacının belediyeye 11.677,80 TL borcu bulunduğunun belirlendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; belediye görevlilerine zimmet çıkartılan 11.677,80 TL'nin dava tarihi itibariyle muaccel olmadığı ancak davalı tarafın cevap dilekçesiyle zımnen takas beyanında bulunduğu, yargılama sırasında Sayıştay'ın 910 sayılı kararıyla belediyenin bu alacağının ilama bağlandığı bu nedenle davacının talep ettiği bedelden, davacının borçlu olduğu bedelin mahsubunun gerekli olduğu gerekçesiyle, mahsup suretiyle davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, 10.285,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği kabul edilmiştir. Ancak davalının da davacıdan alacaklı olduğu kabul edilmek suretiyle takas yoluna gidilmiştir. Buna göre temyize konu uyuşmazlık; davalı belediyenin davacı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, davalının davacıdan alacağı bulunup bulunmadığı, davalının var olduğu iddia olunan alacağının davacının alacağı ile takas edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. TBK'nın 139/1 maddesi gereğince; iki kişi karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her iki tarafın her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Bunun sonunda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer. Takas borcu sona erdiren işlemlerden olup, takas sonunda karşılıklı borçlar daha azı oranında sona erer. Takasın sözkonusu olması için tarafların birbirlerine karşı aynı zamanda hem alacaklı hem de borçlu olmaları gerekir. Henüz doğmamış alacaklar takas edilemez. Takas beyanında bulunabilmek için takas edenle karşı tarafın birbirlerine karşı sahip oldukları alacak ve borçların özdeş olması gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının davalı belediyeden hizmet işi ihalesi aldığı, ihaleyle ilgili Sayıştay tarafından yapılan denetimler sonucu davacıya 19.962,32 TL fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği, bu tespit nedeniyle davalı belediyenin davacıdan bu bedeli talep ettiği, davacının faizi ile birlikte 21.963,00 TL ödediği, Sayıştay yargılaması sonucu verilen 9 Şubat 2010 tarihli 114 sayılı ilamla, söz konusu ödemeler nedeniyle belediye bütçesinden herhangi bir fazla ödemenin yapılmadığının tespit edildiği, davacının beraat kapsamına alındığı, Sayıştay Başkanlığı'nın 1 Aralık 2011 tarih ve 910 sayılı ilamı ile; davacının uhdesinde kalan 414,350,00 TL sözleşme bedelli "Park Bahçe Düzenleme Tohum Ekme Fidan Yetiştirme Kültürel Bakım Hizmetleri" işinin hakedişlerinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarda ve hazinece karşılanan primin, hak edişten kesilmemesinden kaynaklanan 11.677,80 TL kamu zararının 112,38 TL'sinin E.. M., F. P., M. A. ve A. D. D.'dan, 1.350,77 TL'sinin E. M., A.B. ve L.V.'den, 765,35 TL'sinin E. M., F. P. ve A. D. D.'dan, 9.449,30 TL'sinin ise E.M., F. P. ve M. A.'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalıdan, davalının da davacıdan alacağı olduğu, davacı alacağı olan 21.963,00 TL'den davalının alacağı olan 11.677,80 TL'lik fark mahsup edildiğinde kalan 10.285,20 TL'nin davacıya, davalı belediye tarafından ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Oysa ki; davalının davacıdan alacaklı olduğu belirtilen 11.677,80 TL'ye ilişkin alacağın borçlu tarafı Sayıştay Başkanlığı'nın 1 Aralık 2011 tarih ve 910 sayılı ilamı ile davacı değil, davalı belediyenin Sayıştay ilamında ismi geçen belediye çalışanlarıdır. Hal böyle olunca mahkemece; takas için tarafların birbirlerine karşı aynı zamanda hem alacaklı hem de borçlu olmaları gerektiğine dair koşulun somut olayda gerçekleşmediği nazara alınarak, davalının takas talebinin reddine karar verilerek hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken. yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.