Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2689 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18662 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2013NUMARASI : 2011/1098-2013/93 Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, reşit üniversite öğrencisinin davalı babasından yardım nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182/2. maddesinde velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir. TMK'nın 328. maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Bu hüküm uyarınca küçük reşit olmakla kendisine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Somut olayda; 21.10.1992 doğumlu reşit davacının, İstanbul Üniversitesi Maden Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi olduğu, davalı babasından almakta olduğu iştirak nafakasının reşit olmakla yasa gereği kendiliğinden son bulduğu, eldeki dava ile davacının, eğitimine devam edebilmek için davalı babasından yardım nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yer alan dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü bulunduğu nazara alınarak, TMK'nın 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun şekilde davacı lehine bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle hali hazırda davacı iştirak nafakası alıyormuş ve eldeki dava da iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkinmiş gibi davalının mali ve ekonomik durumunda her hangi bir iyileşme olmadığı, ödenen nafakanın yeterli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.