MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalı aleyhine ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/159 Esas sayılı dava dosyası ile TRT Payından kaynaklanan alacağının 10.000,00 TL'lik bölümü için kısmi alacak davası açıldıktan sonra mahkeme tarafından 07/05/2013 tarihinde açılan davanın kabulüne karar verildiği, bahsedilen dosyadaki bilirkişi heyeti raporunda müvekkilinin alacağının 62.226,53 TL olarak belirlendiğini, yerel mahkeme tarafından bu rapora göre verilen hükmünde temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 30/01/2014 tarih ve 2014/199 - 1245 esas ve karar sayılı kararı ile onandığını, davalı aleyhine 04/04/2013 tarihinde yukarıda belirtilen mahkeme kararı dışındaki bakiye kısım için ... İcra Müdürlüğünün 2013/4080 Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının süresi içinde borca ve yetkiye itiraz etmekle icra takibinin durduğunu, karşı tarafa dava konusu alacağın ödenmesi için 13/09/2011 tarihli ihtar yazısının çıkartılıp, ihtar yazısının 15/09/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı da ihtara rağmen ödemede bulunmadığı için alacağı kısmi dava tarihi olan 29/09/2011 tarihinde açtıklarını ve bahsedilen alacaklarını bu tarihten itibaren ticari avans faizi yürüttüklerini, davalının itirazlarının bu nedenle yerinde olmayıp haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20'sinden aşağı olmayacak şekilde talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında süren kısmi davaya ilişkin yapılan yargılama da verilen hükmün 30/01/2014 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme ilamının kendilerine 05/03/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ yapılır yapılmaz, itirazın iptali davası açılmadan evvel bakiye 52.226,53 TL lik borcu havale etmek sureti ile icra dosya borcunu kapattıklarını, anılan nedenlerle davanın reddini ve davacının % 20 den aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece; "davacının icra takibi ile talep edebileceği asıl alacak miktarının 52.226,53 TL olabileceği bu miktarın da davalı tarafça dava tarihinden önce 07/03/2014 tarihinde ödenmekle borcun son bulduğu davanın itirazın iptali davası olup, dava tarihi olan 08/04/2014 tarihi itibari ile iptale konu bir asıl alacak miktarının bulunmadığı, dava ile hükme bağlanacak bir asıl alacak miktarı bulunmadığından buna bağlı fer'ileri hakkında da karar verilemeyeceği anlaşılmakla 52.226,53 TL'nin üzerinde talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz istemleri yerinde olmadığından davanın reddine," karar verilmiş; sözkonusu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; kesinleşen kısmi davada alınan bilirkişi raporunda saptanan TRT payından kaynaklanan bakiye alacak miktarının ve ferilerinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; toplanan delillere göre, icra takibindeki asıl alacak miktarının(52.224,53 TL) takibe itiraz sonrası itirazın iptali davası açılmadan önce 07.03.2014 tarihinde haricen ödendiği; takip dosyasında talep edilen vekalet ücreti, faiz ve KDV yönünden herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.Dava, icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, dava konusu icra takibinin 04.04.2013 tarihinde yapıldığı, davalı borçlu tarafından ise takip tarihinden sonra 07.03.2014 tarihinde takibe konu asıl alacak miktarının haricen ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, icra takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan dönem içerisinde asıl alacağa işleyecek faiz miktarı bulunmak ve T.B.K.'nun 100.maddesi gereğince yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle bulunacak miktar ile icra vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden takibe devam edilmesi gerekirken; takibe konu asıl alacak miktarının dava tarihinden önce ödenmesi nedeniyle davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.