Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2668 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5973 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2013NUMARASI : 2013/65-2013/338Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, eski ünvanı .......... A.Ş-...........Bank A.Ş’nin külli halefi olan müvekkili aleyhine davalı tarafından İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2012/2839 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2839 E. sayılı dosyası ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, .......... Bank ile müvekkili şirket arasında 27/03/1997 tarihinde abone sözleşmesi imzalandığını, ........... Bank’ın 2003/06 dönemine ait geriye yönelik olarak revize edilmiş fatura bedelini ödememesi nedeni ile, bu bedelin tahsili amacıyla 30/03/2004 tarihinde İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2691 E. sayılı dosyası ile .........Bank A.Ş’nin külli halefi bulunan .......... A.Ş adına takibe geçildiğini, davacının borçtan sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının takip konusu edilen 2003/6 dönem revize faturasını ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dosya kapsamından; BDDK'nun 26.12.2001 tarih ve 562 sayılı Kararı çerçevesinde ........ Bank A.Ş. nin tüm aktif ve pasifleriyle ................. A.Ş. bünyesinde birleştirilmesine, mevduat kabul etme ve bankacılık işlemleri yapma izninin 18.01.2002 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verildiği, .............. A.Ş.nin Fon Kurulunun 07.12.2005 tarih ve 515 sayılı kararı ile ünvanının ........... A.Ş. olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda; davalı ............... Elektrik A.Ş (Tedaş) ile ............ Bank A.Ş arasında düzenlenen 66690 abone numaralı sözleşme sonucu ............ Bank A.Ş ile yapılan Sayaç Bağlama ve İlk Endeks Protokolünde akım trafosu oranını 150/5 ve çarpanın 30 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, abonenin tüketimlerinin abone tarihinden itibaren 20 çarpan ile çarpıldığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık; davalı dağıtım şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, bu olayda kusuru bulunmayan davacının tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle, davanın yasal dayanağını oluşturan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 44.maddesi ile Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinin irdelenmesinde yarar vardır.09.11.1995 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin "Abonenin Kusuru Dışındaki Hususlar" başlıklı 44. maddesinde; "Abonenin kusuru dışında olan hususlara kaçak elektrik işlemi uygulanmaz. Ancak kaçak ve usulsüz elektrik kullanımı dışında kalan hatalı okuma, hatalı hesaplamalar sonucunda şirket veya müşteri lehine doğan alacaklarda doğru kaydetmiş sayaç değerleri var ise sayaç değerleri, yok ise 41 inci maddeye göre ortalama aylık tüketim hesaplanarak ait olduğu tüketim dönemlerindeki birim fiyatlar dikkate alınmak suretiyle fatura düzenlenir." hükmü yer almaktadır.Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldırarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 23. maddesinde ise; "Ödeme bildirimine ilişkin hatalar; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlardır.Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşteri, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebilir. Bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümleri uygulanmaz.İtiraz, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından başvuru tarihini izleyen en geç on iş günü içerisinde incelenerek sonuçlandırılır.İtirazın dağıtım şirketini ilgilendiren hususlarla ilgili olduğunun tespit edilmesi halinde, itiraz geliş tarihinden itibaren perakende satış lisansı sahibi tarafından iki iş günü içerisinde dağıtım şirketine iletilir. Dağıtım şirketi itirazın kendisine ulaştığı tarihten itibaren on iş günü içerisinde inceleme sonuçlarını perakende satış şirketine bildirir. İnceleme sonuçları Perakende satış şirketi tarafından en geç üç iş günü içerisinde müşteriye yazılı olarak bildirilir. İnceleme sonucuna göre itirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin eksik tahsil edilen kısmı, müşteriden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.Bu iki madde birlikte değerlendirildiğinde; anılan hükümlerin, yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, tüketimin hesaplanacağı süre konusunda bir sınırlama getirmediği, dolayısıyla gerek önceki yönetmelik gerekse de yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, hatanın başlangıç tarihi itibariyle tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır.Ancak, davalı şirketin endeks okumalarında çarpan farkını yanlış uygulaması nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın doğduğu dosyadaki belgelerle sabittir. Bu nedenle kural olarak; davalı idarenin kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiği, dolayısıyla BK.nun 98/2 nci maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken BK.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu açıktır (HGK.'nun 22.05.2012 günlü ve 2002/19-340 E.-2002/420 K., 13.Hukuk Dairesinin 19.01.2004 günlü ve 2003/321 E.- 2003/72 K. sayılı ilamları).Hal böyle olunca, mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ile belirlenen tüketim bedelinden, davalı şirketin müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2 maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca indirim yapılması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.