Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2653 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10107 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : REYHANLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/03/2012NUMARASI : 2010/383-2012/322Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; müvekkili şirketin, davalı kurumun Hatay İli ....... İlçesi ...... yolu üzerinde 20.960 abonman nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı kurumun düzenlendiği 2010/01 döneme ait faturada mevcut tesisin belirtilen aylık gündüz elektrik tüketim miktarının 15.600 kwh üzerinden hatalı düzenlendiğini, binanın donanımı ile bağdaşmadığını, tesisin gündüz aylık gerçek elektrik tüketim miktarının tespiti ile gerçek elektrik borcunun hesaplanmasından sonra fazla ödenen meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte hükmen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; tahakkukun mevzuata uygun yapıldığını davacının haksız olduğunu belirterek , yersiz olan iş bu istirdat davasının reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; dava konusu tesisin 23/12/2009 ile 25/01/2010 tarihleri arasındaki 33 günlük tüketimin 19820 KW olmasının mümkün olmadığını, buna karşın tesisin gücünün yaptığı iş ve süre gözönüne alınarak yapacağı tüketimin o dönemdeki tarife değerleri üzerinden bedelinin 5.641, 78 TL olduğu, davalının bu miktar dışındaki meblağı fazladan tahsil ettiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiş, sözkonusu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Aboneliğin işlem dosyası ve tüketim ekstreleri dosya kapsamına alınarak mahallinde keşif icra edilmiş; Elektrik mühendisleri keşif sonrası dosyaya sunduğu 20/03/2012 havale tarihli raporlarında dava konusu tesisin 23/12/2009 ile 25/01/2010 tarihleri arasındaki 33 günlük tüketimin 19820 KWh olmasının mümkün olmadığını, buna karşın tesisin gücünün yaptığı iş ve süre gözönüne alınarak yapacağı tüketimin o dönemdeki tarife değerleri üzerinden bedelinin 5.641, 78 TL olduğunu ifade etmişlerdir .Dava konusu aboneliğin dönem tahsilatlarını gösterir çizelgenin yapılan incelenmesinde davacı tarafından muhtelif tarihlerde toplam 10.473,82 TL nin davalı kuruma ödendiği görülmüştür.Dava dosyasına bakıldığında; davacı 24.02.2010 tarihli dilekçe ile ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle birikmiş borcunun taksitlendirilmesini talep etmiş, aynı tarihte taraflar arasında taksitlendirme sözleşmesi imzalanarak davacının bu tarihe kadar ki borçları taksitlendirilerek ödeme planına bağlanmıştır. Buna göre taksitlendirme süresinde tebliğ edilecek tüm faturalar vadelerinde aksatılmadan ödeneceği hüküm altına alınmıştır .Davacı tarafından yukarıda anılan sözleşme kayıtsız, şartsız imzalanmış borç kabul edilmiştir. Mahkemece bu hususlar gözönünde bulundurulmadan yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.