MAHKEMESİ : BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2012/269-2014/156Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili adına kaçak elektrik kullanımından dolayı fatura tahakkuk edildiğini belirterek, bu faturadan sorumlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının mesken abonesi olduğu anlaşılmıştır.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.4077 sayılı yasanın 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı yasanın uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevli olduğu halde Genel Mahkeme tarafından, yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.