Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2611 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17368 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka artırımı, yardım nafakasının bağlanması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili, 22.12.2014 tarihli dilekçesinde; tarafların müşterek çocukları için, davalının iştirak nafakası ödediğini; müvekkillerinden müşterek reşit çocuk ...’in aradan geçen yaklaşık 5 yıllık sürede ... Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi‘nde okumaya başladığını; küçük ...’nın ise, büyüdüğünü ve bu sebeplerle her iki tarafın da ihtiyaçlarının arttığını, yine enflasyon oranındaki artışların nafakalara yansıtılmadığını belirterek; iştirak nafakalarının aylık 125 TL den aylık 750 şer TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili, 27.04.2015 tarihli dilekçesinde ise, ilk dava dilekçesinde müşterek çocuk ... için de iştirak nafakası artırılması talebinde bulunulmuş olsa da, bu çocuğun reşit olmasından dolayı aslında bu talebin yardım nafakası bağlanması olduğunu ve 18.09.2015 tarihli dilekçesinde, ... için ödenen iştirak nafakasının ise 125 TL olarak ilk dava dilekçesinde sehven yazıldığını, aslında bu miktarın 225 TL olduğunu; dolayısıyla, bu nafakanın aylık 225 TL den aylık 750 TL ye çıkartılmasını istediklerini belirterek, ilk dava dilekçesindeki hataları düzeltmiştir.Davalı, cevap dilekçesi vermemiştir.Mahkemece; tarafların iradeleri, ekonomik ve sosyal durumları, müşterek çocuğun eğitim durumu ve yaşı ile büyüme çağında olması dikkate alınarak küçük ... için iştirak nafakasının aylık 225 TL den 300 TL ye çıkartılmasına ve reşit ... için 350 TL yardım nafakası bağlanmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir.Somut olayda; küçük ... için artırılması istenilen nafakanın 18.07.2005 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma davası ile 50 TL olarak kararlaştırıldığı, daha sonra iştirak nafakasının 21.12.2006 tarihinde, 125 TL’ye çıkartıldığı, bundan sonra da 10.12.2009 tarihinde bu nafakanın 225 TL’ye çıkartıldığı; iş bu davanın açıldığı 22.12.2014 tarihinde ise, aradan geçen yaklaşık beş yıllık sürede küçük ...’nın biraz daha büyüyüp masraflarının biraz daha arttığı, bu sebeple nafakanın da hakkaniyet ölçüsünde artırılması gerektiği sonucuna varılarak, hakimin iştirak nafakasını 225 TL’den, 300 TL'ye çıkartılmasında ve kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak, TMK. nun 328. maddesinin 2. fıkrası; “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.“ hükmünü,364. maddesi ise; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.“ hükmünü içermektedir.Yine, somut olayda; müşterek çocuklardan ... için, 18.07.2005 tarihinde iştirak nafakası olarak bağlanan 50 TL’nin açılan artırım davaları ile en son 225 TL'ye çıkartıldığı, bu çocuğun 18 yaşını doldurması sebebiyle iştirak nafakasının kesildiği; bu sebeple açılan işbu dava ile, davacılar vekilinin üniversite öğrencisi olan reşit için 750 TL yardım nafakası talep ettiği, mahkemenin davayı kısmen kabul ederek reşit ... için 350 TL yardım nafakasına hükmettiği anlaşılmıştır. Müşterek reşit çocuk ...’in ailesinden başka bir yerde üniversitede okumaya başladığı, 200 TL yurt masrafı olduğu, davalının ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl Müdürlüğü’nde devlet memuru olduğu ve 2500 TL maaş aldığı göz önüne alındığında; mahkemece takdir edilen 350 TL lik yardım nafakasının yetersiz kalacağı muhakkaktır.Buna göre, mahkemece; davacı müşterek reşit çocuğun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayacak, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi ve bu suretle taraflar arasındaki dengenin sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile düşük yardım nafakası takdir edilmesi doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.