Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2605 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18781 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/244-2013/553 Taraflar arasında görülen Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz davasının reddi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalının, müvekkili şirketin 938187 nolu elektrik tesisatına ait tanzim edilmiş faturaları ödemediğini, ödenmeyen faturalar ile ilgili İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün 2008/7079 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının aleyhine yürütülen icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple miktar itibari ile itirazın kaldırılması için Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunduklarını, hakem heyetinin yetkisizlik kararı vermesi üzerine dava açma zorunluluğunun doğduğunu beyanla hakem heyeti kararının iptaline, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin takibe konu elektriğin kullanıldığı adreste hiç bir zaman oturmadığını, 1986 yılından beri ailesi ile birlikte başka bir adreste ikamet ettiğini, elektrik tüketiminin müvekkili tarafından yapılmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının 1986'dan bu yana Burhaniye mah. N.. sok. N.. Üsküdar adresinde oturduğunun belirlendiği, taşınmazın başkalarına satıldığı ve verilen elektrik hizmetinden sonraki maliklerin yararlandığı, abonman sözleşmesinin ancak taşınmaz ile birlikte anlam ifade edilebileceği dikkate alınarak, davalının kullanmadığı elektrik hizmetine ilişkin faturalar yönünden sorumlu tutulamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir. Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, davacının dava konusu tesisata ilişkin elektrik aboneliği mevcut olup, taşınmazını 1986 yılında sattığı, ödenmeyen faturaların 10.09.1987-29.05.2002 yıllarına ait 57 adet faturadan ibaret olduğu, ancak bu süreçte davalının aboneliğinin iptal edilmemiş olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davalının aboneliğini iptal ettirmeden taşınmazı terk ederek dava dışı şahsın kullandığı elektrikten mevcut abonelik gereği sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.