Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2604 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2124 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : NİZİP SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2011/33-2013/134Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; Nizip Devlet Hastanesinde görev yapan davalının, 2007 yılı Temmuz ayından, 2008 yılı Aralık ayına kadar geçen dönemde 2.639,13 TL fazladan döner sermaye ek ödeme aldığının tespit edildiğini, bahse konu alacaklarının ödenmesi hususunda davalıdan talepte bulunduklarını; ancak, herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek; 2.639,13 TL toplam alacağın, haksız zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, fazla ödeme yapılmasında davalının bir kusurunun olmadığını belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.Mahkemece; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66.maddesine göre, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davalarında 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörüldüğü, haksız iktisapta zamanaşımı başlangıcının zarar görenin verdiğini geri almaya hakkı olduğuna ıttıla tarihi olduğu; davacı S.. B..'nın, ıttıla tarihinin 06/10/2009 tarihi olduğu, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 818 sayılı BK 66.maddesinde; sebepsiz zenginleşme davasının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 1 yılın geçmesi ile, 6098 sayılı TBK 82.maddesinde ise 2 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK gibi 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı TBK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5/1.maddesinde; "TBK yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder "düzenlemesi yeralmaktadır.Sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davalarında; bir yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı, kamu kurumlarında dava açılmasına emir vermeye yetkili makamın öğrenme gününden (olur vermesi tarihli) itibaren işlemeye başlar (HGK 25.06.2013 tarih ve 2003/4-422 E, 2003/439 K ).Somut olayda, 26.08.2009 tarihli inceleme raporu 06.10.2009 tarihinde S.. B..'na tebliğ edilmiştir. Mahkemece, davacı idarenin emir vermeye yetkili makamının "iş bu davanın açılması için verdiği olur tarihi" araştırılmadan söz konusu tarih dikkate alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Öyle ise mahkemece, bu ilkeler ışığında, davacı kamu hukuku tüzel kişisinde dava açma konusunda emir vermeye yetkili makamın ve bu makamın fiil ve zararı öğrenme tarihinin belirlenip, bu tarihten itibaren zamanaşımının dolup dolmadığının tespit edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.