Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2554 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20365 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KULU ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : 2013/569-2014/362Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların 2004 tarihinde evlendiklerini, mehir senedinde yazılı ziynet eşyası, diğer eşya ile nakit paranın davacı ve eşine bağışlandığını; bir süre sonra, davalı Aydın ile davacının ayrılması sonucu, davacının beraberinde getirmiş olduğu, senette yazılı olan ziynet ve diğer eşya ile nakit paranın davalılarda kaldığını ileri sürerek; senette yazılı olan ziynet ve eşyadan davacının payına düşen bedel olan 20.000 Euro ve 200.000 İsveç Kronu'nun dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevabında; senette yazılı eşyaların, İsveç'te alınarak müşterek haneye yerleştirildiğini; altınların ise, Türkiye'de alındığını ve İsveç'te yapılan düğünde anons edilerek, davacıya teslim edildiğini; paranın ise, Türkiye'de iken teslim edildiğini; anlaşmazlık çıktığında, davalı Aydın'ın, ceketini vererek müşterek haneden kovulduğunu, İsveç'teki banka hesaplarını boşaltan davacının, tüm taleplerinin yersiz olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; 16.04.2004 tarihli, senette yazılı tüm ziynet, eşya ve nakit paranın davalılar tarafından teslim alındığının yazılı olduğu; dolayısıyla, bunların davacıya teslim edildiğinin ispat yükünün davalılarda olduğu; dinlenen davacı tanıklarının, mehir senedinde yer alan altınların ve paranın tekrar (kayınpeder) davalı Ramazan'a verildiğini beyan ettikleri; dolayısıyla, bu beyana göre, senetteki yükümlülüğün yerine getirilip bunların davacıya verilmiş olması halinde tekrar Ramazan'a teslim edildiği, bu yön nazara alındığında, ispat yükü kendisine düşen "davalıların" altın ve paraları davacıya teslim ettiklerini kanıtladığı; ispat yükünün davacıya geçtiği, davacının yemin teklif etme hakkını kullanmayacağını bildirdiği, davalıların senetteki edimlerini yerine getirdiği gerekçe gösterilerek; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava; ziynet, eşya ve para alacağına ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 6. Maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden tarafa düşer. İleri sürtüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Somut olayda, davacı kadın; mehir senedindeki ziynet, para ve eşyanın kendisine teslim edilmediğini değil, bir süre sonra eşi davalı Aydın ile ayrılması sonucu, davalıların yedinde kaldığını ileri sürmüştür.Yargılama esnasında dinlenen davacı tanıklarından H. E., "2005 yılında, davacının, Türkiye'ye gittiğinde altın takılar ve parayı", tanık F. E. ise, "altınları" kayınpeder Ramazan'a teslim ettiğini beyan etmişlerdir. Bu durumda, mahkemece; adı geçen tanıklar tekrar dinlenerek, altınlar ve paranın teslimi konusundaki tanık beyanlarındaki çelişki giderilerek; hangilerinin, kayınpedere teslim edildiğini belirlemek; kendisine teslim edilenlerin, tekrar davacıya iade edildiğinin ispat yükünün ise davalı Ramazan'da olduğu gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken; ispat yükü ters çevrilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.