Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2546 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4904 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... adına kayıtlı olan aracı satın almak için davalı ...'nın eşi diğer davalı ... ile müvekkilinin pazarlık yaptığını ve 41.300,00 TL üzerinden anlaşıldığını, davalı ...'nın ...'da olması nedeniyle satış için davalının arkadaşı ...'ya vekaletname verildiğini, gelen vekaletname üzerine 41.300,00 TL tamamlanarak davalı ... ile bankaya gidildiğini ve bedelin teslim edildiğini, aracın şatışı için notere gidildiğinde aracın rehinli olduğunun öğrenildiğini, satış işleminin gerçekleşmediğini, davalı ...'nın vekaletten azlettiğini, ödenen bedelin iade edilmediğini belirterek; 45.000,00 TL alacağın 30/07/2012 tarihinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından peşin para ile alındığı iddia edilen aracın banka kredisi ile alındığını, borcunun devam ettiğini, aracın satışı hususunda 20.000,00 TL peşin geri kalan bakiyenin bankaya taksit ödemesi şeklinde anlaşıldığını, araç bedelinin peşin ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece; sebepsiz zenginleşen kişinin davalı ... olduğu, 20.000,00 TL yönünden parayı aldığına ilişkin beyanda bulunduğu gerekçesiyle 20.000,00 TL'nin dava tarihinden yasal faiziyle davalı ...'tan tahsiline, davalı ... yönünden sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; harici araç satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Somut olayda; davacı taraf 41.300,00 TL'lik araç bedelini ödediği halde aracın devredilmediğini iddia ederek, ödeme bedelinin iadesini talep etmiş, davalı taraf ise araç için 20.000,00 TL peşin alındığını, kalan araç bedelinin ise kredi ödemesi şeklinde gerçekleşeceğini savunmuştur.Mahkemece; belirtilen hususlar yönünden araştırma yapılmadığı ve her ne kadar davalı ...'nın hesabına yatırılan 40.000,00 TL yönünden yapılan değerlendirme de, bu paranın içinde davacının verdiği 20.000,00 TL olduğunu gösteren delil olmadığı gerekçe gösterilmiş ise de; davalıların eş olduğu, aynı tarihte davacının hesabından 31.535,00 TL çekilip davalı ...'nın hesabına 40.000 TL yatırıldığı ve bu hususa ilişkin davalının bakiye araç bedeli yönünden kredi taksit ödemesi yapılacağına ilişkin iddiasının bulunduğu nazara alınmadan karar verildiği görülmüştür.Hal böyle olunca; mahkemece davalıların eş olması karşısında aynı gün olayın gerçekleştiği ...'de davacının hesabından para çekilmesi ve davalı ...'nın hesabına 40.000,00 TL yatırılması ile peşin ve bakiye kredi taksitlerinin ödemesine ilişkin taraf iddialarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.