Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2544 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19658 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde suya müdahalenin önlenmesi ve ıslah ile 30.797 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesi taraf vekilleri tarafından istenilmiş, davalı vekili tarafından duruşma talep edilmiştir. Taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz edenlerden davacı Vek.Av..... geldi. Davalı ve vekili gelmedi. Asli Müdahil ... Vek.Av.....geldi. Gelen davacı vekili ve Asli Müdahil vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 19.02.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı köyün içme ve kullanma suyu olarak yararlandığı kaynak suyunun bulunduğu yerde Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü tarafından yapılan tesise davalı tarafından iş makinaları ile kazı yapmak, suyun davacı köye gitmesini engellemek suretiyle suya müdahale edildiğini belirterek, davalının içme suyu tesisine müdahalenin önlenmesini ve kaynakta oluşan zararın tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında, davalının kendi özel mülkiyetinde kazı yaptığını, davacının sınırlarına müdahale edilmediğini, davacı köyün kırılan borularını tamir ettirdiklerini beyan etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının 1.kazı ile 998 m²'ye, 2.kazı ile 79.82 m²'lik taşınmaza müdahalesinin önlenmesine, eski hale getirme bedeli 27.822 TL'nin davalıdan tahsiline, davalı ...A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dava konusu davacı ... Muhtarlığına ait Karaağaç mevkiindeki kaynak suyunun davalı tarafından müdahale edilmesi nedeniyle ... 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30.12.2010 tarih, 2009/350 E. - 2010/820 K. sayılı ilamı ile davalı ... tarafından 7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkında Kanunun 16/1.maddesi gereğince köy içme suyuna müdahale etmesi ve su kaptajı ile borulara zarar vermesi nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm temyiz edilmeden 07.01.2011 tarihinde kesinleşmiştir.Mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davalının yaptığı kazı ile davacı köyün yararlandığı 0.3 lt/sn debiye sahip kaynak suyunun tamamını aldığı, davacı köyün susuz kaldığı ve ayrıca kaynak su tesisine ve borulara verdiği zarar bedelinin 30.797 TL olduğu açıklanmıştır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada kaynak suyuna davalının müdahalesinin önlenmesi talep edilmesine rağmen, mahkemece hüküm fıkrasının 2.bendinde “... Köyüne ait 255 parselde bulunan 998 m²'lik kısım ile 2.kazı nedeniyle 79.82 m²'lik taşınmaza davalının müdahalesinin önlenmesine” karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durum HUMK.nun 74.maddesi (HMK.nun 26.maddesi) gereğince; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.Mahkemece, davacının talebi dikkate alınarak davanın suya müdahalenin önlenmesi niteliğinde olduğuna göre bu doğrultuda hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.