MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 46.059.TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesi taraf vekillerince istenilmiş, davalılar vekili tarafından duruşma talep edilmiştir. Taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden taraflardan davalılar vek.Av.... ile davacı ...Av.... . geldi. Gelen taraf vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 19.02.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların müdür olarak görevli oldukları dönemde dava dışı...ile iş yeri hekimliği hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin yasaya uygun yapılmadığını, bu arada dava dışı doktorun İş Mahkemesine açtığı dava sonucu verdiği hizmet bedeli 46.059 TL nin ödendiğini belirterek, hazinenin zarara uğradığı 46.059 TL nin davalılardan rücuan tahsilini talep etmiş, mahkemece (ilk kararda) dava dışı doktora yapılan ödemenin yasal olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiş, hüküm 4. HD' nin 31.03.2008 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Birinci bozma kararında, davalıların dava dışı doktor ile mevzuat hükümlerine aykırı olarak iş yeri hekimliği sözleşmesi imzalanması nedeniyle zararlı sonucun meydana geldiği, mahkemece; sorumlular ile zararın kapsamının belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra alınan bilirkişi raporunda davalıların 46.059 TL zarardan sorumlu olduğu belirtilmesi sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, taraf vekilinin temyizi üzerine 4.H.D'nin 12.04.2011 tarihli 2. bozma kararında, davalıların yaptığı işlemin usul eksikliği ve hatadan kaynaklansa da ücreti ödenen doktorun hizmetinden yararlanıldığı gibi, davacı idarenin dava dışı doktorun açtığı alacak davasının 27.12.2004 tarihinde kesinleşmesine rağmen 11.05.2005 tarihinde icra dosyasına ödeme yapmakla kendi kusuru ile faiz ve icra gideri yönünden zararın artmasına sebep olduğundan bahisle, belirlenen tazminattan davalılar yararına uygun bir indirim yapılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, kurulan 3. hükümde ise, bozma gerekleri yerine getirilmeden (ilk celse de) nasıl hesaplandığı açıklanmadan her davalıdan 2.000'er TL indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazı yerinde değildir. Ancak, davacı bakanlık çalışanlarının dava dışı doktordan sağlık hizmeti aldıkları konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ayrıca, davalı idarenin doktora ödediği ilama dayalı alacağın geç ödenmesi nedeniyle (faiz ve diğer icra giderleri yönünden) zararın artmasına sebebiyet verildiğinden bu miktarlardan davalıların sorumlu olmaması gerekir. Bu durumda, mahkemece; HUMK'nun 275 vd. Maddeleri (HMK'nun 266 vd. maddeleri) gereğince, uzman bilirkişiler aracılığı ile yukarıda açıklanan ve 2.bozma ilamında belirtilen hususlarda davalılar yararına yapılacak indirim miktarının belirlenmesi ve alınacak rapor sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, HUMK'nun 388/3 maddesi (HMK'nun 297/c maddesi) hükmüne göre; hakim kararda “Çekişmeli vakıalar karşısında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri göstermesi gerekir” hükmüne aykırı olacak biçimde gerekçe ve dayanakları gösterilmeden indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalılar için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.