Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2537 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17000 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde özetle ; tarafların boşandıklarını, müşterek çocuk ...'nin velayetinin davacı anneye verildiğini,müşterek çocuğun ihtiyaçlarının çoğaldığını, davacının düzenli bir işinin olmadığını, çocuğun giderlerini karşılayamadığını ileri sürerek müşterek çocuk ... için aylık 600 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin durumunun kötü olduğunu, ancak 100-150 TL nafaka ödeyebileceğini bundan fazlasının müvekkilini zor duruma düşüreceğini belirterek davanın kısmen reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk ... için aylık 180 TL iştirak nafakasının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, belirlenen iştirak nafakasına her yıl DİE nin belirlediği ÜFE oranında artırım uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi )Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi )Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Tarafların ... Aile Mahkemesinin 2013/190 E - 266 K sayılı ilamı ile boşandıkları, davacının velayeti kendisine verilen müşterek çocuk için nafaka talep etmediği, mahkemece bu hususta bir karar verilmediği, kararın 09/07/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davacının sosyal ekonomik durumu araştırılmamıştır. Davalının zabıta marifetiyle sosyal ekonomik durum araştırılması yapılmış ise de davacı taraf davalının gelirinin daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, davalının işyerinden maaşına ilişkin bilgi alınmamıştır. Bu durumda, mahkemece; davacının ve davalının ekonomik ve sosyal durumunun (işyerinden maaşıda sorularak) tam ve sağlıklı olarak araştırılarak saptanmalı ve müşterek çocuğun ihtiyaçları, yaşı, eğitimi için gerekli olan ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.